Arap Yarımadası’nın Hint Okyanusu’na açılan ucundaki Yemen’de, modern dünyanın gözleri önünde tam bir insanlık dramı yaşanıyor. Suudi Arabistan’la İran arasındaki kıyasıya rekabetin bir sahnesine dönüşen Yemen, çatışmaların sivil halkı derinden etkilediği bir ülke. Kendilerini, iki yabancı ülkenin rekabetinin tam ortasında bulan Yemen halkı, hiçbir rollerinin olmadığı bu vahşi savaşın biteceği günü bekliyor.
Ortadoğu’nun birçok yerinde gerilimin üst düzeyde olduğu bir dönemde patlak veren Yemen krizi, bölgedeki diğer problemlerin gölgesinde kalmış görünüyor.
HER ŞEY İŞGALLE BAŞLADI
İran destekli Husilerin 2014’te Yemen’in başkenti Sanaa’yı ele geçirmesiyle başlayan süreç, sonrasında Suudi Arabistan’ın başını çektiği koalisyonun Yemen’e askerî müdahalede bulunmasıyla kördüğüme dönüştü. Ülkenin kuzeyini ablukaya alan Suudi cephesi böylece sivillerin gıda ve ilaca erişimini kısıtlarken, Husiler de İran’ın sağladığı silahlarla Suudi Arabistan’a saldırıları yoğunlaştırdı.
SUUDİ-BAE REKABETİ
Yaşananları daha da karmaşık hale getiren bir unsur ise, aynı cephede görünen Suudi Arabistan’la Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki gizli rekabet. BAE güçleri, Suudilere rağmen bölgede operasyonlara imza atarken, iki ülkenin birbirine karşı güveni sarsılmış durumda. Özellikle Sukutra adasının BAE tarafından işgal edilmesinin, Riyad’da büyük kızgınlığa ve hayal kırıklığına yol açtığı biliniyor.
AĞIR BİLANÇO
Çatışmaların başlangıcından bu yana, on binlerce Yemenli sivil hayatını kaybetti. Husilerin Suudi Arabistan’a saldırıları her seferinde Yemen’e karşı saldırıyla sonuçlanırken, yapılan operasyonel hatalar sonucu sivil yerleşim birimleri de sıklıkla savaş uçaklarının hedefi oldu. Kaynak yönünden büyük zenginliğe sahip Yemen’de çocukların açlıktan ölümü ise, savaşın en acı yüzünü oluşturuyor.
İtidalden militanlığa
Husiler, yüzyıllar boyunca Şiiliğin Ehl-i Sünnet’e en yakın ve mutedil fırkası olarak bilinen Zeydiliğe mensup iken, İran tarafından devşirilerek silahlandırılmış bir hareket. Şiilere mahsus ibadet mekânlarının olmadığı, bütün mezheplerin iç içe yaşadığı Yemen’de, böylece son 10 yılda büyük bir kırılma yaşandı. İran’ın Yemen’deki ileri karakolu gibi hareket eden Husilerin ayrılıkçı tavrı, ülkedeki krizin daha da derinleşmesi sonucunu doğururken, İslam dünyası duruma müdahil olmakta zorlanıyor.
Yeni Şafak
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.