1979'da ABD'nin Washington şehrinde dünyaya geldi.
Uluslararası Dayanışma Örgütü gönüllüsü bir insan hakları aktivisti olan Rachel Corrie, zulme uğrayan Filistinlilerin sesi olmak için Filistin'e gitti. Filistin'deki Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde, 16 Mart 2003'te Filistinlilerin evlerinin yıkılmasını engellemek istedi. Elinde megafonla buldozerin karşısına dikilen Corrie, İsrail askerleri tarafından zırhlı buldozerle ezilerek katledildi.
Corrie'nin ailesi İsrail'e dava açsa da İsrail Yüksek Mahkemesi bu davayı reddetti.
Adı Filistin'de pek çok okul, hastane ve yeni doğmuş çocuğa verildi. Anısına birçok film, tiyatro yapıldı ve kitaplar yazıldı. Rachel Corrie'nin Filistin'den ailesine yazılan mektuplar derlenerek "Bırakın Tek Başıma Direneyim" adıyla kitap olarak yayımlandı.
İnsan haklarının yılmaz savunucusu Rachel Corrie, 10 yaşındayken ilkokulu mezunlar töreninde yaptığı bir konuşmada nasıl bir hayat yaşayacağını ortaya koymuştu.
Rachel Corrie şu ifadeleri kullanmıştı:
"Diğer çocuklar için buradayım.
Buradayım çünkü umursuyorum.
Buradayım çünkü dünyanın dört bir yanında çocuklar acı çekiyor ve her gün 40.000 kişi açlık nedeniyle hayatını kaybediyor.
Buradayım çünkü bu ölen insanların çoğu çocuk!
Yoksulların hemen yanımızda olduğunun farkına varmalıyız, onları görmezden geldiğimizin...
Bu ölümlerin önlenebilir olduğunu anlamalıyız.
Üçüncü dünya ülkelerindeki insanların da tıpkı bizim gibi düşündüğünü, güldüğünü ve ağladığını anlamalıyız.
Onların bizim rüyalarımızı, bizim onların rüyalarını gördüğümüzü,
Onların biz, bizim onlar olduğumuzu...
Benim hayalim 2000 yılında açlığı sona erdirmek!
Benim hayalim yoksullara bir şans vermek!
Benim hayalim her gün 40.000 kişinin hayatını kaybetmesini engellemek!
Geleceğe bakar ve orada parlayan ışığı görürsek benim hayalim gerçek olacak.
Açlığı görmezden gelirsek bu ışık sönecek.
Hepimiz birlikte çalışır ve destek verirsek bu ışık büyüyecek ve yarınlar için umut olacak."
İşte Corrie'nin Filistin'deki gözlemleri ve düşünceleri:
...Filistinlilerle dost olmuştu Rachel. Çocuklara İngilizce öğretiyor, o da çocuklardan Arapça öğreniyordu. Cindy'nin biricik kızı Rachel yine çocukları düşünüyordu: "Buradaki çocukların evlerinin duvarlarında bomba delikleri var. İşgalci bir ordunun gözetleme kuleleri ve duvarları altında yaşıyorlar. Eminim ki buradaki en küçük çocuk bile dünyanın diğer yerlerinde hayatın bu şekilde yaşanmadığının farkında."
Bir gün, "Refah'tayım ama güvende hissediyorum." diyordu babasına; annesine yazdığı başka bir mailde "Yanlarında kaldığım ailenin evine dün bir bomba isabet etti. Tam çay servisine hazırlandığım ve iki küçük bebekle oynadığım sırada evin tüm camları aşağı indi." diyordu. Rachel Filistin'i, Gazze'yi tüm gerçekliği ile yaşıyordu.
Maillerinde "Geri dönersem rahat edemem. Burada tüm bu yaşananları gördükten sonra bir şeyler yapmam lazım. Olympia'ya gelecek, kişisel işlerimi halledecek, burada olanları orada anlatacağım evet ama en kısa zamanda tekrar dönmeliyim." diyordu...