HABERLERYORUM & ANALİZ“Zalim ve katillerle elbette mahşer günü hesaplaşacağız"06 Şubat 2020 Perşembe 08:27Büyük İslam alimi İskilipli Âtıf hocanın idamının 94. yılıŞapka inkılabından bir yıl önce yazdığı Frenk Mukallitliği Ve Şapka adlı eserinden dolayı İstiklal Mahkemesinde yargılanan ve karar günü savunma yapmayan İskilipli Atıf Hoca’ya İstiklal Mahkemesi Başkanı Kel Ali idam hükmü verdi. Oysa davanın savcısı üç yıl hapis istemişti. İskilipli Atıf Hoca 4 Şubat 1926 günü Ankara Samanpazarı’nda asılarak idam edildi. Cenazesi yıllar sonra İskilip ilçesine getirilerek yeniden defnedildi. İşte detaylar...ÂTIF HOCA HER ŞEYİN FARKINDAYDI: Dönemin cuntacı rejimi tarafından büyük zulümler içerisindeki şapka kanunun uygulandığı zaman diliminde, batı özentisi veya batı taklitçiliği karşısında dik duran ve durmayı iyi bilen İskilipli Atıf Hoca, her türlü zorbalığa rağmen dini İslami Mübin için kendi canını hiçe sayarak adeta idam sehpasında cellâtlarına gülümseyerek şahadete ermiştir. İskilipli Atıf Hoca, aslında bir köşede sessiz kalıp bu durumdan uzak durabilirdi. Kanunun yürürlüğe girdiği dönem içerisinde, zalimane batı zihniyeti istilası durumunda Hoca kendi İslami kimliğini saklamamış hatta bunu her zaman dile getirmiş bunun bedelini canını teslim ederek kanıtlamıştır. İskilipli Atıf Hoca’nın İslam davasına oldukça bağımlı ve oldukça hassaslığı söz konusuydu. Batının oyunlarını iyi bilmekte ve bu oyunları da İslam ümmetine göstermek için kitap neşretmiştir. 3 GEMİ DOLUSU ŞAPKA SATIN ALDILAR: Hayatı bu derece zorlu geçen Atıf Hoca, ülkede yeni başlayan kötü yapılanmanın bozukluğu ve Müslümanların şaşkın ve cahil kaldığı bir ortam içinde bu konuda üzerine düşen görev bilinci gereği, Müslümanları bu tehlike karşısında uyarmak ve aydınlatmak için Atıf Hoca 1924’te “Frenk Mukallitliği ve Şapka” isimli bir kitap yazar. Aradan geçen 1,5 yıl sonra yürürlüğe giren yeni kanun maddesi ise şapka kanunu idi, ne tezattır ki halkın savaş ile ülkeden kovdukları İtalyanlardan daha sonra 3 gemi dolusu şapka satın alınır ve bu şapkayı giymeyi de zorunlu kılan kanunlar yapılmıştı. Bu duruma halk ve ulemadan büyük tepki gelmesine rağmen bu karardan geri dönülmüyor ve uygulama kanlı bir şekilde devam ediyordu. Zaten bu uygulama içinde bazı kurbanlar verilecekti ve bu daha öncede dile getirilmişti Mustafa Kemal tarafından. 25 AĞUSTOS 1925 KASTAMONU: M. Kemal 24 Ağustos 1925 tarihinde Kastamonu’ya gitmiş ve Kastamonululara hitaben şu konuşmayı yapmıştı: “Uygar ve milletlerarası kıyafet, bizim için, çok cevherli milletimiz için lâyık bir kıyafettir. Onu giyeceğiz. Ayakta iskarpin veya fotin, bacakta pantolon, yelek, gömlek, kravat, yakalık, ceket ve tabiatıyla bunları tamamlamak üzere başta siper-i şemsli serpuş. Bu serpuşun adına şapka denir. Redingot gibi, bonjur gibi, smokin gibi, frak gibi, işte şapkamız! İsterseniz bildireyim ki, bu kadar yüksek ve önemli bir sonuca varmak için, gerekirse bazı kurbanlar da verelim!” ANKARA İSTİKLAL MAHKEMESİNDE YARGILAMA: (K. Z. Genç Osman, Atatürk Ansiklopedisi, İstanbul 1981, X, 67) Daha önceleri de hem Cumhuriyet rejimi tarafından hem de çıkarcılar tarafından damga yiyen Atıf Hoca, Müslüman halk tarafından sevilen sayılan ve saygı duyulan şahsiyet olmasına rağmen 1,5 yıl sonra yürürlüğe giren ve hala yürürlükte olan şapka kanununa muhalefet bahanesiyle tutuklanır. Giresun İstiklal mahkemesinde yargılanarak suç bulunamaması nedeni ile İstanbul’a gönderilir. Ancak bir süre sonra yeniden tutuklanan Atıf Hoca, 26 Aralık 1925’te arkadaşları ile beraber 13 kolluk kuvveti gözetiminde Ankara'ya gönderilir. 26 Ocak 1926 Salı günü Ankara istiklal mahkemesinde yargılanır. HAKİM KEL ALİ İLE ARASINDA GEÇEN KONUŞMA: (K. Z. Genç Osman, Atatürk Ansiklopedisi, İstanbul 1981, X, 67) Daha önceleri de hem Cumhuriyet rejimi tarafından hem de çıkarcılar tarafından damga yiyen Atıf Hoca, Müslüman halk tarafından sevilen sayılan ve saygı duyulan şahsiyet olmasına rağmen 1,5 yıl sonra yürürlüğe giren ve hala yürürlükte olan şapka kanununa muhalefet bahanesiyle tutuklanır. Giresun İstiklal mahkemesinde yargılanarak suç bulunamaması nedeni ile İstanbul’a gönderilir. Ancak bir süre sonra yeniden tutuklanan Atıf Hoca, 26 Aralık 1925’te arkadaşları ile beraber 13 kolluk kuvveti gözetiminde Ankara'ya gönderilir. 26 Ocak 1926 Salı günü Ankara istiklal mahkemesinde yargılanır. ŞAPKA ZULMÜ ŞEHİDİ: Amerika ve İsrail hedeflerine yönelik sarsıcı eylemler gerçekleştiren İmad Muğniye, 25 yıldır CIA ve Mossad’ın öldürmek istediği bir isimdi. İmad Muğniye, 12 Şubat 2008’de çok sevdiği Hz. Rukiye’nin kabrini ziyaret ettikten ve matem gecesine katıldıktan sonra Suriye’nin başkenti Şam’da uğradığı suikastla şehid edildi. İskilipli Atıf hoca “Şapka Kararnamesi” ile ilgili olarak bir gece evinden alındı. Önce Giresun’da, sonra İstanbul’da beraat almasına rağmen ısrarla tutuklu bulunduruldu. Sonra Ankara İstiklal Mahkemesi’ne meşakkatli bir yolculukla gönderildi. 3 Şubat Çarşamba günü şapka hadisesiyle alakadar oldukları iddia edilen 44 masum ve mazlum insan, Kel Ali’nin riyasetindeki mahkemenin önüne çıktılar. Müdafaa sırası kendisine gelince de “Savunmaya gerek yoktur” dedi ve Hakim Kel Ali (Ali Çetinkaya) tarafından idama mahkum edildi. 4 Şubat 1926 Perşembe günü asılarak şehit edildi.