Türkiye’de güya İslami camia içinden konuşan, yazan, faaliyet gösteren kimi çevrelerin yapıp ettikleri Kemalist sistemin ve azılı düşmanların İslam’a ve Müslümanlara verdiği zararı gölgede bırakabiliyor.
Kimi zaman egemenlere yaltaklanma yarışı şeklinde ortaya çıkan bu tutum, bazen de güya netlik, doğruculuk kılıfıyla kendini izhar edebiliyor. Kimilerinin topluma aslı astarı olmayan kurtuluş beratleri dağıtma hastalığı, bazılarında tam zıt yönde toplumu tekfir etme ve toptan cehenneme sürükleme hastalığı şeklinde ortaya çıkabiliyor. Sonuçta hikmetten, basiretten uzak mesajlarla zaten dine dair ölçüsüz, anlamsız tartışmalarla kafası allak bullak edilmiş geniş yığınlar daha büyük bir zihni kaosun, kargaşanın içine itiliyorlar.
İşte Selefi akımı temsil etme iddiasıyla İsmail Saymaz’a konuşan Konya’dan Murat Gezenler de bu kaosu derinleştirme çabasına kendince katkıda bulunmuş. Askerlikten oy vermeye kadar bir dizi konuda ortalama Türkiyeli okuyucuyu hop oturtup hop kaldıracak cinsten keskin, aşırı yargılar serdetmekten hiç çekinmemiş. Aynı şekilde IŞİD hakkındaki değerlendirmeleri de rahatlıkla oraya buraya çekilebilecek cinsten şeyler. Hatta öyle ki bazı yaklaşımları itibariyle IŞİD’den bile daha keskin bir pozisyon yansıtmaktan da çekinmiyor.
Sonuçta İsmail Saymaz ve Sözcü gazetesi için çok ‘bereketli’ bir malzeme ortaya çıktığına kuşku yok. Sistematik biçimde İslami camiayı terörize etmeye çalışan tutum sahipleri için aranıp da bulunamayacak kıvamda değerlendirmeler bunlar. Malum çevrelerin “Tehlikenin farkında mısınız?” repliğini rahatlıkla dillendirmelerine Konya’dan bir katkı sunulmuş oluyor.
Peki, Müslümanlar açısından bu tutumun karşılığı ne? İslami camiaya ilişkin var olan tehdit algısını daha da büyütme ve dolayısıyla düşmanlık, şüphe ve daralma dışında kazandıracağı ne var? Hiçbir şey!
Cübbeli örneğinde görüldüğü üzere ‘dini camia’ içinden konuşan bu tarz kişilerin birilerine şirin gözükme ya da mesaj verme adına yapıp ettiklerinin toplamda kendilerine de büyük zarar veren bir süreci beslediğini görememeleri çok ilginç!
Bu durumun izahı gerçekten çok zor. İslami kimliğe sahip birileri hikmetten, basiretten bu kadar uzak tutumlar sergileme ihtiyacını neden hisseder? İnsanları İslam’ın mesajından uzaklaştıracak, Müslümanlara karşı kuşku duymaya itecek bu tür keskin çıkışlara neden başvurur?
Kimbilir medyatik olma kaygısının aklı bu kadar örtebilmesini artık belki de normal karşılamak gerekiyordur!
HAKSÖZ-HABER