Her insan doğup gözlerini Dünyaya açtığında etrafında o topluma ait kırmızı çizgilerin veya etik kuralların varlığını görecektir. Bu kuralar ya Dinin, ya örfün, ya Ahlakın, ya da Devletlerin sınırlarıdır.
Siz eğer bu sınırların bazılarını özgürlük ve hürriyet adına kaldırmaya çalışırsanız toplumu ifsad edersiniz.
Allahın peygamberi bu konuda şöyle diyor;
"... Dikkat ederseniz her hükümdarın bir korusu vardır. Allah’ın korusu da haram kıldığı şeylerdir.” (Müslim, Müsâkât, 40)
Batıl dinlerin dahi kendine özgü ahlaki ve örfi kuralları ve sınırları vardır.
İslam dini neredeyse ahlak üzerine kurulu bir dindir.
Hz Muhammed Aleyhisselam "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" diyerek ahlakın vazgeçilmez bir etken olduğunu belirtmiştir.
Son 10 yılda, özellikle görsel teknolojinin gelişimi, sosyal medya platformlarının çoğalması ve birbiriyle olan sınırsız rekabetleri yukarıda belirtilen sınırları kevgire çevirdi.
Ahlak sınırlarının tarumar edilmesi için büyük gayretleri olan malum Rochcheld tipi aileler bu platformların faaliyetleri için açık çekler verdi.
Facebook kadın erkek bireyleri tanıştırıp Allahın sınırlarını çiğnetti..
Twitter daha ileri giderek rezaletin boyutlarını yukarı çekti.
İnstagram insanların mutfağından, yatak odasına kadar her kareyi genele şayan hale getirerek özelikle kadınların beğenilme tutkusu üzerinden prim yaptı.
Evet şu iki yıl içerisinde ise en tehlikeli sosyal medya platformu ile karşı karşıyayız.
Adı; TikTok
Bir Çin şirketinin geliştirdiği TikTok kısa bir sürede 75 milyar dolarlık piyasa değerine ulaştı. Playstore ve Appstore da en fazla indirilen uygulama haline geldi.
Başta daha çok 14-17 yaş portföyü tarafından kullanılan TikTok şu an bütün yaş grupları tarafından kullanılıyor
15 saniyelik video yükleme, izlenme sayısını görme ve canlı yayın odaları en bariz özelliği.
Durum böyle olunca daha çok izlenmek isteyen hesaplar ahlak, maneviyat, örf ve etik kuralları hiçe sayarak vücut ve dillerinin sınırlarını ortadan kaldırıyorlar.
Yani 13 yakındaki kızınız çok izlenme ve beğeni alma uğruna bikini ile 15 saniyelik video çekerek hesabına yükleyebiliyor. TikTok yönetimi ise buna bir engel getirmiyor.
Aynı videoyu 60 yaşında bir kullanıcı büyük bir iştahla izliyor.
Tabi bütün yaşlardan kadınların daha adice videoları trend olmuş durumda.
Sokak röpörtajlarından kesilip alınan küfürlü kısımlar merakla izlenip, paylaşılıyor.
+18 film endüstrisine izleyici kazandırmak için ise malum filmlerin popüler oyuncularının merak uyandıran başlangıç görüntüleri paylaşılıyor.
Yani TikTok'un kişisel verileri çalması konuşuluyor ama asıl çaldığı, bizden ve çocuklarımızdan kopardığı değerler daha büyük ve devasa.
Çin son iki yılda Dünyaya iki farklı virüs hediye etti diyebiliriz. Covid 19 ve Tiktok.
Bu bağlamda Endonezya TikTok'u ülkede yasakladı, Hindistan yasaklamak için adım attı.
Türkiye mi? Türkiye yeterki dokunulmazlık zırhına bürünmüş kişilere bir sinkaf söz veya hakaret edilmesin kim ne yayınlıyorsa yayınlasın anlayışında.
Ahlaklı bir toplum geliştirmek için yola çıkan hükümetler hiçbir ahlaki kuralın ve sınırın olmadığı söz konusu sosyal medya uygulamalarına vergisini ödediği ve temsilcilik bürosu açtığı sürece izin veriyor.
O, iş başına geçti mi (ya da sırtını çevirip gitti mi) yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, ekini ve nesli helak etmeye çaba harcar. Allah ise, bozgunculuğu sevmez.
(Bakara 205)
Her ne kadar niyeti bozgunculuk çıkarmak veya ekini ve nesli bozmak olmayan yetkililer küresel güçlerin ayette geçen emellerine bilinçli veya bilinçsiz yardımcı oluyorlar.
Tarım politikası ile ekin mahvoldu, ilaç, aşı ve ahlak politikası ile de nesil mahvoluyor.
Oysa Devletlerin asli görevi can, mal, namus, ahlak ve nesil güvenliğini korumaktır. Bu değerlerin hepsi duman olmuş halde.
Hepimize geçmiş olsun.
Ama Allah bakın bize ne diyor?
Başınıza gelen bir musibet, mutlaka ellerinizle yaptıklarınızdan dolayıdır. Ki Allah, yaptıklarınızın çoğunu da affediyor.
(Şura 30)