Irak merkezî hükûmetinin aldığı karara rağmen Sincar’ı terk etmeyen terör örgütü PKK, Irak-Suriye sınırında yer alan ve daha önce kanton ilan ettiği bölgeyi, Suriye’deki sözde PKK yönetimine bağlama kararı aldı. PKK’nın Sincar sorumlusu Dijvar Fegir, Kamışlı’da konuyu PKK Suriye yapılanmasının bir numaralı ismi Şahin Cilo ile görüştüklerini açıkladı. PKK’lı Fegir, konunun uzun süredir gündemlerinde olduğunu ve 26 Nisan’dan itibaren Sincar kantonunun Suriye’nin kuzey ve doğusundaki PKK yönetimine katılması ile ilgili daha net adımlar attıklarını söyledi.
BİRLİKTE HAREKET EDECEKLER
PKK’nın merkez üs olarak kullandığı Haseke’ye bağlı Kamışlı’da gerçekleşen, Sincar’ın Suriye korsan yapılanmasına bağlanması ile ilgili görüşmelerde müşterek hareket kararı alındı. Terör örgütü PKK, 2014 yılından itibaren Suriye içerisinde dört bölgeyi PKK kantonu ilan etmişti. Kamışlı görüşmesinde örgütün Suriye elebaşısı Şahin Cilo, Afrin dışında bütün kantonların ‘Özerk yönetim’’ ismiyle birleştirildiğini ve Irak’ta kanton olarak ilan edilen Sincar’ın da benzer yollarla Suriye yönetimine bağlanabileceğini söyledi. Terör toplantısında ayrıca Sincar konusunda askerî, ekonomik ve idarî açıdan bütün işleyişin ortak strateji dahilinde belirlenmesi kararlaştırıldı.
TÜRKMENLER TEHDİT ALTINDA
Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı Başkanı Dr. Turhan Ketene, Telafer’e 50-60 kilometre mesafedeki Sincar’ı işgal eden PKK'nın, 550 bin nüfuslu Türkmen kenti Telafer için büyük bir tehdit olduğunu söyledi. Gazetemize açıklama yapan Ketene, PKK’nın Sincar’ı Irak’tan koparma girişimini tüm dünyanın görmesi gerektiğini ve bu durumun Irak için felaket olacağını söyledi. Sincar’ın 2003 ABD işgali sonrası "statüsü belli olmayan bölge ilan edilmesi" ve daha önce Telafer’e bağlı bir nahiye iken 2011 yılında ilçe yapılmasının tesadüf olmadığını belirten Ketene, Sincar konusunda uluslararası güçlerin kirli planları bulunduğunu ifade etti.
DEAŞ VE PKK SENARYONUN PARÇASI
Turhan Ketene "DEAŞ terör örgütünün 2014 yılında ilk saldırdığı noktalardan birisinin Sincar olması tesadüf değildi. Bu saldırının hemen ardından bütün bölgenin PKK’ya teslim edilmesi de aynı senaryonun bir parçasıydı. Telafer aynı dönem DEAŞ’ın en ağır katliamlarına maruz kalan ve işgal edilen bir kent olmasına rağmen dünya kamuoyunda neredeyse hiç yer almadı. DEAŞ o dönem 400 binden fazla Türkmen’i bölgeden sürdü. Bunun arka planında PKK’ya insansız alan teslim etme planı vardı. Şu an aynı kurgu PKK eliyle tekrarlanıyor" dedi
TÜRKİYE TEK GARANTÖR
Sincar’ın terörden arındırılması ile ilgili Bağdat’ta alınan kararı PKK'nın tanımadığını belirten Turhan Ketene şöyle konuştu: Bölgeye giden ulusal ordu birlikleri taşlanarak kovuldu. PKK’nın bölgede kalması konusunda ABD ve İran’ın müşterek menfaatleri var. ABD bölgeyi havadan, İran ise karadan kontrol ediyor; kullanıyor. Her ikisi de bu konuda birlikte hareket ediyor. Bu noktada Irak halkını, Irak’ın toprak bütünlüğünü samimi ve pratik olarak destekleyen tek ülke Türkiye. Telafer Türkmenleri ve bölgede yaşayan diğer Kürt ve Araplar için Türkiye istikrar ve barışın tek garantörü durumunda. Irak halkı Türkiye dışında hiçbir orduya ya da ülkeye güvenmiyor. Yaşadığımız acı tecrübeler zaten bu konuda çok şey anlatıyor. Bu sebeple de bütün bu komplolara karşı Türkiye’nin sessiz kalmamasını istiyoruz.
EZİDİLER PKK'DAN NEFRET EDİYOR
Sincar ilçe sınırları içerisinde 8-9 Türkmen köyünün bulunduğunu söyleyen Turhan Keten "Biz Türkmenler olarak Ezidilere DEAŞ zulmü döneminde tereddütsüz kucak açtık. Türkiye’nin bu konudaki tavrı da zaten tüm dünya tarafından görüldü ve takdir edildi. PKK bu bölgeye Ezidileri kullanarak girdi. Daha önce hiçbir etkinlikleri olmayan Sincar’da yaşayan Ezidiler ciddi anlamda PKK baskısı altında. Bu insanlara zorla ‘biz Kürt’üz’ dedirtiliyor. PKK’nın engellenmemesi durumunda Kürt, Arap, Türkmen, Ezidi fark etmeksizin bölge halkı daha büyük acılar çekecek. Örgüt eliyle yapılacak katliamlar çıkabilecek" ifadelerini kullandı.
Yrkiye Gazetesi