Türkiye’nin de krizin başından beri açıktan destek verdiği meşru hükumet zafere ilerlerken; Libya’da köşeye sıkışan Moskova yönetimi, Amerika Birleşik Devletlerine bir çağrı yaparak; müzakere masasına oturmasını istiyor.
Yıldız Teknik Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Okur ve gazeteci Yılmaz Bilgen; Libya’daki krizin tarafları, Rusya’nın dikkat çeken bir çağrı yaparak ABD’yi ateşkes masasına çağırması ve Libya’daki satranç masasında Türkiye’nin konumuna dair Kırım Haber Ajansının sorularını yanıtladı.
RUSYA’DAN ABD’YE MÜZAKERE ÇAĞRISI
Libya’da Ulusal Mutabakat Hükumetinin Hafter güçlerine karşı üstünlük kazanması, Rusya’yı endişeye sevk etti. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 17 Haziran 2020 tarihinde yaptığı basın açıklamasında, ABD’nin Libya’daki krize ve “barış sürecine” katkıda bulunabileceğini kaydetti. Lavrov’un, ABD’ye üstü kapalı olarak Libya’ya müdahil olması çağrısı hakkında Gazeteci-yazar Yılmaz Bilgen, “Rusya, Libya müzakerelerine ABD’yi dahil ederek Türkiye’yi saf dışı bırakmaya çalışıyor. Bu hamlenin amacının böyle olduğunu düşünüyorum.” değerlendirmesini yaptı.
Prof. Dr. Mehmet Akif Okur, Moskova yönetiminin ABD’nin Libya’ya müdahil olmasına yönelik yaptığı çağrıyı şöyle değerlendirdi:
“Moskova yönetimi, ABD’ye çağrıda bulunarak, Libya’da bir ateşkese aracılık yapmasını istedi. Dolayısıyla, gelecek süreçte Türkiye ile Trablus arasındaki ilişkilerin, daha da sıkılaştığını görebiliriz. Rusya’nın ABD’ye yaptığı çağrının mantığı ne? Bir taraftan,yeri geldiğinde anti-emperyalizm söylemiyle, ABD’ye karşı varlığını meşrulaştırmaya çalışan Rusya’nın, ABD’yi Libya’ya davet etmesi Rus pragmatizmini anlamak bakımından önemli. Bu durumu, Suriye sürecine bakarak anlamak mümkün. Suriye krizine önce ABD’nin angaje olduğunu biliyoruz. Rusya, 2015’te bu angajman gevşemeye başladığında, DAEŞ’i de bahane ederek, Suriye’ye girdi. Sonuçta fiilen Suriye ile ABD arasında nüfuz bölünmesine uğramış bir Suriye var.
“ABD, LİBYA’YA GİRERSE TÜRKİYE’Yİ SIKIŞTIRACAK BİR MANZARA OLUŞABİLİR”
Rusya’nın ABD ile müzakere masasına oturarak, Türkiye’nin bölgede artan etkisini kırmak isteyebileceği yönündeki soruya Prof. Dr. Okur şöyle cevap verdi:
Rusya, aslında muhataplarını deniyor. ABD’nin Libya’ya müdahale edip etmeyeceğini anlamaya çalışıyor. Rusya’nın, bu süreçte, Libya’ya olan dolaylı müdahalesini açık bir hale getirmeyi amaçladığını söylemek mümkün. Bu yüzden, ABD’nin denkleme dahil olmasını istiyor. ABD, Libya’ya girerse bu sefer Türkiye’yi sıkıştıracak bir manzara oluşabilir… Rusya’nın bölgede merak ettiği bir konu da, Türkiye ile ABD arasında bir iletişimin olup olmadığı konusudur. Rusya, ABD’nin verdiği reaksiyona göre kendisini konumlandıracaktır. Suriye deneyimi bize şunu gösteriyor; mesele bu kadar karmaşık hale geldiğinde, sahada kim etkinse kazançlı çıkan o oluyor.
LİBYA’DAKİ SATRANÇ MASASINDA RUSYA’NIN ROLÜ
Gazeteci Yılmaz Bilgen, Libya’da Hafter güçlerini destekleyen Rusya’nın bölgede ne gibi bir tutum sergilediğine dair sorumuzu şöyle yanıtladı:
“RUSYA LİBYA’DA TAMAMEN ACİZ DURUMDA KALDI”
“ABD ve İngiltere Libya’daki iç karışıklarla ilgili durumun içerisine çok fazla girmedi. İtalya, Ulusal Mutabakat Hükumetinin (UMH) yanında yer aldı. Ortamdaki kaos, Rusya’yı yenilgiye mahkum etti. Rusya Libya’da tamamen aciz durumda kaldı. Şimdi ise uluslararası diplomasi hamlesiyle Türkiye’yi tanımıyorum demeye çalışıyor.”
ÖNCE SURİYE ŞİMDİ DE LİBYA: RUSYA’NIN BÖLGESEL HEDEFLERİ NELER?
Yıldız Teknik Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Okur da, Rusya’nın bölgede bir dönüm noktasında olduğunun altını çizdi. Prof.Dr. Okur, Libya’daki krize yönelik, tam anlamıyla köşeye sıkışan ve ABD’yi ateşkes masasına çağırarak yeni bir çıkış yolu arayan Rusya’nın bölgesel hedeflerini şu şekilde değerlendirdi:
Rusya’nın bölgeye dolaylı müdahalesiyle bir dönüm noktasına gelmiş vaziyette. Libya’da, ya sahadaki temsilciyi kabul edecek böylece de Türkiye ve Trablus hükumetiyle makul bir uzlaşıya varacak ve bölgeden çekilecek. Ya da bölgedeki varlığını devam ettirecek. Zira Rusya’nın, Sirte’de bir deniz üssü, Curfa’da da bir hava üssü istediğine dair haberler var. Şu anda, Sirte’ye yönelik de hükumet güçlerinin bir harekatı mevcut.
Prof. Dr. Okur, Libya’daki güncel durumda Türkiye’nin konumuna geçmeden önce, Libya’daki krize, Türkiye’nin nasıl müdahil olduğunu özetledi. Okur’un değerlendirmesi şu şekilde:
LİBYA’DAKİ KRİZİN PERDE ARKASI: TÜRKİYE SÜRECE NASIL MÜDAHİL OLDU?
Libya’da aylardır devam eden bir çatışma süreci var. Bir tarafta 2015’ten bu tarafa uluslararası toplumun meşru Libya hükumeti olarak kabul ettiği Trablus’taki hükumet (Ulusal Mutabakat Hükumeti) yer alıyor. Diğer tarafta da, parlamentonun yer aldığı Bingazi bölgesinden başlayarak belirli unsurları, uluslararası bir koalisyonun da desteğiyle (Rusya, Fransa, BAE) silahlanan ve hükumete başkaldıran Hafter güçleri var. Birleşmiş Milletler nezdinde her ne kadar Trablus hükumeti tarafı tanınıyor olsa da, uluslararası toplumdan bu hükumeti ayakta tutmak için anlamlı bir adım görmedik. Türkiye işte tam bu sırada, Trablus hükumetine ciddi olarak destek vermeye başladı. Ve gelinen noktada, Hafter’in önce taarruz gücü kırıldı ardından da ele geçirdiği önemli şehirler bir bir Ulusal Mutabakat Hükumetinin eline geçti.
LİBYA’DA TÜRKİYE’NİN ARTAN ETKİSİNE KARŞI ABD-RUSYA HATTI
Libya’da Türkiye’nin de krizin başından beri açıktan destek verdiği meşru hükumet, zafere ilerlerken; Libya’da köşeye sıkışan Moskova yönetimi, Amerika Birleşik Devletlerine bir çağrı yaparak; müzakere masasına oturmasını istiyor. Rusya’nın ve ABD’nin Türkiye’ye ilişkin tutumları ise temkinli.
“RUSYA, KENDİNCE TÜRKİYE’NİN BÖLGEDEKİ ASKERİ GÜCÜNÜ KÜÇÜK DÜŞÜRMEYE ÇALIŞIYOR”
Gazeteci Yılmaz Bilgen, Libya denkleminde Türkiye’nin durumu hakkında, “Rusya, Türkiye’nin Libya müzakereleri ile ilgili gösterdiği çabaları ABD üzerinden bozabileceğine inanıyor. Rusya’nın bu hareketi çok çirkin bir hamle… Böylelikle Türkiye’yi dolaylı yoldan aşağılamaya çalışıyor. Rusya kendince Türkiye’nin bölgedeki varlığını, diplomasisini, askeri gücünü küçük düşürmeye çalışıyor. Rusya’nın ısrarla ABD’yi müzakereler davet etmesinden çıkarılacak tek mesaj budur. Rusya’nın Türkiye ile değil ABD ile anlaşmaya çalışma çabasının sahada neden başarısız olduğunu kanıtlıyor.”
“BÖLGEDEKİ GÜÇLER, TÜRKİYE’NİN LİBYA’DA GÜÇLENMESİNDEN RAHATSIZ”
Prof. Dr. Okur, Libya’daki krizde etkisini artıran Türkiye’ye karşı bölgesel güçlerin tutumları hakkında şunları söyledi:
“Libya’da krizin ciddi sonuçları olacağını görmek mümkün. Trablus hükumetinin harekatı devam edecek mi? Bu harekatın durdurulmasını isteyenler, Kahire üzerinden bir ateşkes teklifi ortaya attı. Rusya da bunu destekliyor. Bölgedeki diğer güçler de, Türkiye’nin Libya’da güçlenmesinden rahatsız. Fransa, işi Türk gemilerine müdahaleye kadar götürmeye çalıştı. Avrupalılar, Trablus hükumetinin önünü kesecek tarzda bir silah ablukası uygulamak istiyor. NATO içinde bir tartışma var. İsrail, ABD’nin Libya’ya müdahil olmasını arzu ediyor. Bunun dışında, Yunanistan ve Rum Kesimi de Türkiye’nin Libya’da ve dolayısıyla Doğu Akdeniz’deki artan etkisinden rahatsız.”
LİBYA’DA KADDAFİ SONRASI SİYASİ KRİZ
Libya’da yönetimi uzun yıllardır elinde bulunduran Muammer Kaddafi’nin devrilmesinin ardından 2011’den beri siyasi istikrarsızlık ve çatışmalar yaşanıyor. Libya, Birleşmiş Milletler’in de tanıdığı Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti ile ülkenin doğusunda Halife Hafter komutanlığındaki Libya Ulusal Ordusu desteğiyle kontrolü elinde bulunduran Tobruk merkezli hükümet arasında siyasi krizlerle boğuşuyor. Ülkenin doğusundaki Hafter güçleri, Rusya, Fransa, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri tarafından desteklenirken İtalya, Türkiye ve Katar gibi ülkeler Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne destek veriyor.