İranlı Gazeteci Taha Kermani Referans medya.com için yaptığı seçim süreci ve Koronavirus krizi ile ilgili değerlendirme yazısında İran'ın Kum şehri yeni bir Vuhan olabilir uyarısında bulundu. Taha Kermani Uçak krizinde yaşanan skandalın bir benzerinin son virüs olayında da tekrar ettiğini belirtti ve 21 Şubat seçimi ile ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu.
Katılımın Yüksek Olması İçin Virüs Gerçeği Halktan Gizlendi
İran'da bugün Korona virüsünün gölgesinde bir seçim yapıldı. Ülkede virüs nedeni ile ilk can kayıpları yaşanırken Koronavirüsün hızla yayıldığı haberleri de resmi makamlar tarafından teyit edilmeye başladı. Tüm bu gelişmelere paralel yapılan Meclis seçimleri Tahran rejiminin siyasi öncelikleri uğruna neleri göz ardı edebileceğini birkez daha net bir biçimde ortaya koydu. İran Rejimi içeride ve dışarıda oluşan meşruiyet krizini aşma adına kriz gerçeğini öteledi ve katılım oranını kurtarıcı misyon olarak gördü.
Millet-Devlet Güvensizliği Derinleşiyor
Ancak giderek eriyen millet-devlet güvensizliği, her iki tarafında sonuçtan bağımsız karar vererek bildiği yöntemlerle yoluna devam ettiğini bu seçim süreci birkez daha gösterdi. Son birkaç ayın hadiselerini gözden geçirdiğimiz zaman “Benzin zammından sonraki itirazların kanla bastırılması, ölü ve tutuklu sayısının halen saklanması” ve “Devrim Muhafızları Ordusunun Ukrayna yolcu uçağını vurup düşürmesi ve bu konuda gerçeğin günlerce halktan saklanılması” yönetimin itibarını halk nezdinde yerle bir eden gelişmeler zinciri oldu. Tahran yönetimi nezdinde seçimlerde bu denli katılım oranının önemsenmesi inanılır olmasından ziyade gelenek hale getirilip benimsenen prensip meselesi olarak görülüyor.
Zaaflar Bir Kez Daha Ortaya Çıktı
Seçimi ciddi manada gölgeleyen Koronavirüs gerçeği İran’ın sağlık sistemi ve altyapısının ne denli kırılgan olduğunu gösterdi. Bu duruma ek ve daha önemli şey ise Devlet mekanizmasının halkı zamanında ve doğru bilgilendirme konusunda varolan zaafiyetini bu olayla sürdürmesi oldu. Bu zaafiyetin ne denli büyük risklere yol açtığını İran bir kez yaşayarak öğreniyor.
Sancılı Seçim Kimleri Memnun Etti ?
İran’ın kapalı siyasal sistemi ve özellikle Anayasa Koruyucular Konseyinin bizzat seçim adaylarının filtrelemesi pratikte gerçek bir siyasi rekabeti imkansız kıldı. Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin tabiriyle “Bir sepet Elma’dan Armut seçme şansın yok” ve İranlı seçmen de bu filtreleme sayesinde önceden belirlenenleri seçmekten öte birşey yapmadı. Fakat daha sonra Reformcuların da büyük çoğunluğu müesses nizamın sunduğu Elmayla yetiniyor olması seçimlerin boykotu meselesini siyasi aktörler arasında tartışılır hale getirdi. Halk bir kez daha şunu gördü; Her ne kadar Reformcu ve Muhafazakarlar iki ayrı siyasi cereyan gibi gözükse de ikiside merkezi otoritenin asli unsurlarıydı. Oysa İran halkının duruma bakış açısı farklıydı.
Özgür Ortamdan Sağlanamadı
İran, siyasi partilerin özerk olamadığı, medya özgürlüğünün sıfır düzeyde seyrettiği ve seçim anketlerinin dahi tartışılamalıdığı bir seçim yaşadı. Ali Hamaney’e bağlı Radyo ve Televizyon Kurumu sosyal medya hesapları üzerinden bir kaç defa seçime katılım ile ilgili anket çalışması yapıldı. Ancak her seferinde çok düşük sonuçlarla seçime katılım oranlarının çok düşük olacağını gösteren anket sonuçları alelacele kaldırıldı. Bu örnek kamuoyunu şaşırtmak ile birlikte yönetimin de endişelerinin boş olmadığının kanıtıydı.
Seçime Feda Edildi
Elde edilen verilere göre Korona Virüs gerçeği günler öncesinden biliniyordu. Devlet beka meselesi olarak gördüğü seçimler için bu gerçeği gizleme yoluna gitti. Çünkü bu olay bir kaç gün önce açıklanmış olsa seçime katılım oranının çok daha fazla olacaktı. Tüm planlama bu amaçla yapıldı ve son ana dek beklendi. 21 Şubat seçimlerinde tıpkı geçen dönemlerde yaşanan tablo yinelendi. Kırsal bölgelerde daha apolitik hareket ediliyor olması katılım oranının yükselmesinde belirgin rol oynadı. Tahran Valisi Enuşirevan Muhsini Bendpey’in “Katılım oranının sadece ülke genelinde açıklanacağı” açıklaması da bu bakış açısının dikkate alınmasını gösterir niteliktedir.
Anlaşılan İran, yüksek katılımla çok güzel bir seçim oldu deyip yoluna devam edecek. Fakat günün sonunda seçim şovu sona erdiğinden sonra pimi çoktan çekilmiş Korona Virüsü ile acı bir biçimde yüzleşmek zorunda kalacak. Şayet etkin önlemler alınmaz ise Kum kenti Wuhan'a dönüşebilir.
Eski hamam eski tas
İran rejiminin ülkede olup bitenleri saklayıp çarpıtması artık şaşırtıcı değil. Yolcu uçağını iki füzeyle Tahran’da vurup günlerce dünyanın gözünün içine baka baka inkar eden bir yönetim gerçeği var ortada. Korona Virüsü konusunda toplumun bilgilendirilmesi hayati öneme sahipti. Ancak anlaşılan İran’da ciddi bir boş vermişlik söz konusu. Sağlık bakanı dahil ülkenin hiçbir yetkilisi konuyla ilgili bilgi vermedi, vermiyor. İran basını son güncel bilgileri dahi Türkiye sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın basın toplantısında İranlı mevkidaşı Seid Nemeki ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinden öğrendiği ve söylediği rakamlara dayanarak öğrendi. Bunun yanında virüsün ilk görüldüğü Kum şehrinden elde edilen bilgilere göre şehirde kısaca hiçbir ciddi tedbir alınmış değil. Örneğin hiçbir şey olmamış gibi halk eski usül fırından ekmeğini, manavdan meyve sebzesini almakta. Hiçbir toplu taşım aracında genel bir kontrol söz konusu değil ve halen türbeler gibi izdihama sebep olan yerlerde hiçbir önlem ya da kısıtlamaya gidilmedi. Üstelik Kum kentinin giriş çıkışlarında hiçbir sağlık kontrolü veya denetim söz konusu değil. Üstelik sel ve deprem gibi doğal afetlerde oldukça zayıf karneye sahip olan İran’ın sağlık sistemindeki imkan ve altyapı, ambargolar sayesinde daha da zayıflamış durumda. Tüm bu etkenlere ek olarak virüsün yayılma hızını düşününce İran'nın nasıl bir facianın eşiğinde olduğunu çok net görebiliyoruz.
Siyasi ve sosyal krizlerle boğuşup ciddi manada meşruiyet sıkıntısı yaşayan İran’da virüs paralelinde gelişen hadiseler yeni bir kargaşanın fitilini ateşleyecek ve otorite sarsıntısına yol açacaktır.
Türkiye Önlem Almak Zorunda
Her yıl Mart ayının ortasından itibaren Nevruz tatili nedeni ile binlerce İranlı turist Türkiye'ye geliyor. Bu seferki tehdit İdlip’te İran destekli örgütler değil havadan ve karadan ülkeye giriş yapan turistler olabilir. Mutlaka bu konuda önlem alınmalı ve sıkı kontroller uygulanmalı...