Paipirustan yapılan belgenin ilk Yahudi-Roma savaşlarından biri olan Masada Kuşatması’na katılan Gaius Messius adlı askere verildiği belirtildi. Ancak, 50 denarii maaş alan askerin, yem, giyinme ve beslenme gibi zorunlu giderlerinin ardından elinde hiç paranın kalmadığı görüldü
Bin 900 yıl önce
İsrail’de çalışan arkeologlar, Arad'ın kentinin 20 kilometre doğusunda yer alan UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Masada bölgesinde Romalı bir askere ait bin 900 yıl önce düzenlenen maaş bordrosu buldu. Belgenin MÖ 73 yılında Birinci Roma-Yahudi Savaşı esnasındaki Masada kuşatmasına katılan Gaius Messius adlı askerin adına düzenlendiği açıklandı.
Askeri harcamalar görülüyor
Ancak, papirüsten yapılma maaş bordrosu ordunun, bazı giderleri düşmesinin ardından askerin parasız kaldığını gösteriyor. Messius'un maaş olarak 50 denarii aldığı, ancak arpa parası, yiyecek ve askeri teçhizatına yapılan ödemelerin elinde hiç para kalmadığı görülüyor.
Lejyoner süvari
Bununla birlikte, yapılan harcamanın büyük bir kısmı yeme gittiği için, uzmanlar Messius'un lejyoner bir süvari olduğuna atını veya katırını beslediğini düşünüyor. Ayrıca, maaş bordrosu, Romalıların Masada Kuşatması sırasında kamp kurmuş olduğunu gösteriyor.
Belgede yazılanların çevirisi ise şu şekilde:
"İmparator Vespasianus Augustus'un dördüncü konsolosluğuna,
Hesaplar, maaş.
Gaius Messius, Beyrut'tan Fabia kabilesinden Gaius'un oğlu.
50 denarii stipendium aldım, arpa parası içim 16 denarii ödedim. […] rnius: yemek giderleri 20 (?) denarii; botlar 5 denarii; deri kayışlar 2 denarii; ve keten tunik 7 denarii tuttu."
Giderin toplamı 50 denarii tutuyor ve zorunlu harcamalarının ardından askerin elinde hiç para kalmadığı anlaşılıyor.
Dünyadan gizlendi
Yeruşalim MS 70 yılında yıkıldığında, geri kalan Yahudi isyancılar Herod'un Masada'daki kalesine taşındı.Romalılar ise kısa bir süre sonra Masada'yı yaklaşık bin askerle kuşattı.
Kaleyi Romalıların alacağı netleşince, iki kadın ve beş çocuk dışında Romalılara teslim olmak istemeyen 960 Yahudi kendi canını aldı.
Öte yandan, Masada, 1828'de yeniden keşfedilene kadar dünyadan gizlendi. 2001 yılında UNESCO tarafından Kültürel Miras Listesi’ne alındı.