O dönemki ismiyle Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti 2. Dünya Savaşı'nda 30 milyon vatandaşını kaybetti. Hitler'in işgaline karşı 30 milyon kurban veren o günün Rusya'sında Stalin yönetiminin Komünist dikta rejimi ise 42 milyon kişiyi katletti.
Sovyetler Birliği’nin Stalinli yılları; Rusya’daki ders kitaplarında, “büyük terör” olarak adlandırılan, 42 milyon 672 bin insanın öldüğü bir dönem olarak gösteriliyor.
Sovyetler Birliği’nin Stalinli yılları; dünya tarihine milyonlarca insanın açlıktan öldüğü, yüz binlerce kişinin de Anti-Sovyet propoganda ve rejim karşıtlığı gibi suçlarla idam edildiği bir dönem olarak geçti. Bugün Rusya’daki ders kitaplarında, “büyük terör” olarak adlandırılan o yıllar milyonlarca insan için ölüm ve zulüm yılları olarak tarihe geçti.
Bazı uzmanlar ise , toplam ölüm sayısının 20 ila 28 milyon arasında değiştiğini beyan ediyor. Ancak kesin rakamı bilmek pek de mümkün değil. İkinci Dünya Savaşı sırasında 10 milyonun üzerinde kurban verildiği de gözönüne alındığında, Stalinli yıllarda Sovyetler Birliği’nin ne denli ağır kayıplara uğradığı ortaya çıkıyor.
4 milyona yakın kişi hüküm giydi
Sovyet dönemine ait resmi belgeler de yaşanan acıların büyüklüğünü açıkça ortaya koyuyor.
13 Şubat 1990’da yayımlanan bir KGB raporunda, 1930 ile 1953 yılları arasında Sovyetler Birliği’nde 786 bin kişinin “halk düşmanı” suçlamasıyla idam edildiği, 3 milyon 800 bin kişinin de “devlete karşı suçlar” nedeniyle hüküm giydiği belirtiliyor.
İdam edilenlere iadei itibar
Raporda söz edilen hükümlülerden çok azı gönderildikleri çalışma kamplarından sağ olarak çıkabildi.
Gorbaçov’la başlayan geçmişle hesaplaşma döneminde savcılık 850 bin davayı yeniden inceledi, 12 bin dava hariç, diğer hükümlülerin masum olduğu ortaya çıktı.
1988 yılından sonra ise başta Lenin’in yakın çalışma arkadaşları olmak üzere, idam edilenlerin pek çoğunun itibarı iade edildi.
Sosyalizm kendi içinde çelişti
Stalin’in uygulamaları sol düşünce içinde de tartışma konusu oldu.
Özellikle Stalin’in “Tek Ülkede Sosyalizm” görüşünü benimsemesi, devrimci aydınlar tarafından Marksizm’in temel ilkeleri arasında sayılan “Dünya Devrimi” fikriyle neredeyse taban tabana zıttı.
“Stalinizm” olarak adlandırılan uygulamalar, sadece Sovyet Birliği Komünist Partisi içinde değil, dünyadaki tüm sosyalist hareketler içinde de bir tartışma konusuydu.
Zira, Stalin’in 1924 yılında ortaya attığı “Tek Ülkede Sosyalizm” kavramı, Marksist öğretinin ortaya koyduğu “Dünya Devrimi” ilkesiyle çelişiyordu.
Krusçev'den Stalin dönemine "facia"
Stalin dönemini ”facia” olarak nitelendiren Kruşçev, sözlerine şöyle devam ediyor: ”Bu facianın suçlusu elbette Stalin’dir. Biz yoldaş Lenin’in ölümünden az önce yazdığı yazıları yayımlamak istiyoruz. Bu yazılarda yoldaş Lenin de, Stalin’in görevini suiistimal edebileceği uyarısında bulunarak, Stalin’in çok kaba biri olduğunu ve yoldaşlarla çalışamayacağını vurgulamıştı.”
Nikita Kruşçev 50 yıl gizli kalan konuşmasında ”Tek Adam” sisteminin sonuçları hakkında delegelere bilgi veriyor ve “Stalin’in ölümünden sonra biz on binlerce insanı cezaevlerinden çıkardık. Dostlarımızı kurtardık. Bu insanlar, on yıllar boyunca kendilerini Komünist Parti’ye adadı, savaşlara katıldı” diyor.
Kırım Türklerini de Katletti
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Kafkasya’da Müslüman halklar Stalin’in emriyle sürgün acısını yaşadı.
Aynı kaderi Kırım Türkleri de paylaştı.
18 Mayıs gecesi binlerce Kırım Türk’ü zorla evlerinden çıkarıldı, yanlarına eşya almalarına müsade edilmedi.
Zorla bindirildikleri vagonlarda günlerce aç ve susuz yol gittiler.
Stalin döneminde aynı kaderi paylaşan diğer Müslüman halklar gibi nüfuslarının yarısından fazlasını bu uzun yolculukta ve gittikleri çalışma kamplarında yitirdiler.
Ahıska Türkleri sürgün edildi
Kırım Türkleri gibi Ahıska Türkleri de sürgün acısını tattı.
Ahıska Türkleri sahip oldukları ne varsa geride bırakarak sürgün trenlerine bindirildiler.
Günlerce süren yolculuk sırasında binlerce Ahıska Türkü açlık ve hastalık yüzünden yaşamını yitirdi.
Kırımetler Birliği dağıldığında sürgünün arkasında yatan gerçekler de ortaya çıktı.
Ahıska Türklerinin sürgünü Sovyet arşivlerinde “Karadeniz çevresinin Türklerden temizlenmesi” ifadeleriyle yer aldı.
Zira Ahıskalılar, Sovyetler Birliği içinde yaşayan halklar arasında kimliğinde “Türk” ifadesi yer alan tek topluluktu.
Çeçen ve İnguşlar'da sürgün edildi
Stalin döneminde sürgün acısını yaşayan halklardan biri de Çeçen ve İnguşlardı.
Almanlarla işbirliği yapmakla suçlanan Çeçen ve İnguşlar Orta Asya’ya sürüldü.
Bu halkların geri dönüşüne Stalin’in ölümünden sonra izin verildi.
İkinci Dünya Savaşı’nın seyri Nazi Almanyası’nın Sovyetler Birliği’ne saldırmasıyla değişti.
Belgeler açığa çıktı
KGB arşivlerinde yapılan araştırmalar, öldürülenlerin rejime muhalefet, ajanlık ve turancılık gibi suçlamalarla kurşuna dizildiğini gösteriyor.
Sovyetler döneminde nasıl her şeye devlet karar veriyorsa bugün de durum çok farklı değil.
Sovyetler birliği tarzında idare devam ediyor.
Vatandaşlarını dinlemeyen ve neyin nasıl olacağına kendi başına karar veren yöneticiler iş başında.
Kaynak : Kırım'ın Sesi Gazetesi