Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Türkiye Cumhuriyeti İstanbul Sözleşmesi'nden ayrıldı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasını taşıyan 3718 sayılı kararın "9. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 3. maddesi gereğince" alındığı açıklandı. İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine ilişkin son dakika kararı yayımlanması ile resmen yürürlüğe girdi. Konuyla ilgili Bakan Zehra Zümrüt Selçuk ve İletişim Başkanı Fahrettin Altun'dan da kritik açıklamalar geldi
Türkiye, 'İstanbul Sözleşmesi' adıyla bilinen 'Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nden, Resmi Gazete'de yayımlanan 3718 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile ayrıldı.
İŞTE RESMİ GAZETE METNİ
"Türkiye Cumhuriyeti adına 11 Mayıs 2011 tarihinde imzalanan 10 Şubat 2012 tarihli ve 2012/2816 Bakanlar Kurulu kararı ile onaylanan 'Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin Türkiye Cumhuriyeti tarafından feshedilmesine, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 3'üncü maddesi gereğince karar verilmiştir."
"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NE 11 ÜLKE İMZA ATIP UYGULAMAYA KOYMUYOR"
AHaber canlı yayınında Avukat Özgecan Sırma, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Sırma, "Biliyorsunuz; 2011'de İstanbul'da imza altına alındı. Biz bütün maddeleri ile hiçbir çekincemiz olmadan bu sözleşmeye taraf olduk ve Avrupa Konseyi'ne aslında getiren, destekleyenler arasında biz vardık. Bu sözleşmenin hem kurucusu hem kabullenicisiydi Türkiye. Şu anda tartıştığımız aslında tarihsel bir değişim. O anlamda değerlendirecek olursak; İstanbul Sözleşmesi olmasının sebebi aslında bu sözleşmenin uluslararası bir sözleşme olmasına rağmen çok taraflı. 11 ülke imza atıyor ancak; yürürlüğe sokmuyor. Çekince koyan ülkeler var. İmza atıp uygulamaya almayan ülkeler arasında Birleşik Krallık, Ukrayna, Slovenya, Letonya, Bulgaristan, Macaristan gibi birçok ülke var. Dolayısıyla bu ülkeler çekince koydular. Aile yapılarından bahsettiler. Kendi iç yasalarının yeterliliğinden bahsettiler. Uygulamadıklarının gerekçesi olarak. Biz de aynı bu gerekçeleri savunuyoruz aynı ülkeler gibi. Diyoruz ki; Bizim kendi iç yasalarımız zaten kadına karşı şiddeti önlemeye yönelik her türlü önlemi ve cezalandırıcı maddeleri bulunduruyor." ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN NEDEN ÇEKİLDİ?
Sözleşme 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzalandı
Resmi Gazete'de 8 Mart 2012'de yayımlandı
Avrupa Konseyi üye devletleri ile bazı ülkeler tarafından imza altına alındı
Onay yeter sayısına (10) ulaştığı 1 Ağustos 2014'te imza altına alındı
Sözleşme; 12 bölüm 81 maddeden oluşuyor
Türkiye 20 Mart 2021'de sözleşmeden ayrıldı.
SÖZLEŞMEDEN ÇEKİLMENİN ANA TEZLERİ VE NEDENLERİ
Sözleşmede geçen 'cinsel yönelim' ve 'toplumsal cinsiyet kimliği' ifadelerinin Türk toplum yapısına aykırı olduğu;
Sözleşmeye toplumsal desteğin yitirildiği
LGBTİ ve bazı marjinal grupların bu anlaşmayı kalkan yaptığı
Bu anlaşma ile gelecek kuşakların tehdit altında olduğu savunuluyor.
ALTUN'DAN AÇIKLAMA: KADIN NESNE DEĞİL ÖZNEDİR
İletişim Başkanı Fahrettin Altun alınan son dakika kararıyla ilgili kadınların hayata daha fazla katılmaları için mücadele edildiğini vurgulayarak, "Kadınlar, hayatın nesnesi değil öznesidir" ifadelerini kullandı.
HER ZAMAN GÜÇLÜ KADIN, GÜÇLÜ TÜRKİYE DİYECEĞİZ
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden ayrıldığını bildiren Cumhurbaşkanı kararının Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından Twitter hesabından yaptığı açıklamada önemli ifadelere yer verdi.
"Dünden bugüne Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kadınların toplumsal, ekonomik, siyasi ve kültürel hayata daha fazla katılmaları için verdiğimiz mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyoruz.
Kadınlar, hayatın nesnesi değil öznesidir. Her zaman güçlü kadın güçlü Türkiye diyeceğiz" ifadelerini kullandı.
BAKAN SELÇUK'TAN DA AÇIKLAMA VAR
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Kadına yönelik şiddet her şeyden önce bir insanlık suçudur ve bu suçla mücadele bir insan hakları meselesidir. Bu doğrultuda şiddetle mücadelemizi dün olduğu gibi bugün de yarın da sıfır tolerans ilkesi ile kararlılıkla sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.
ANAYASAMIZ VE MEVZUATIMIZ KADIN HAKLARININ TEMİNATIDIR
Kadın haklarının teminatı, Anayasamız başta olmak üzere, iç mevzuatımızdaki mevcut düzenlemelerdir. Hukuk sistemimiz ihtiyaca göre yeni düzenlemeleri hayata geçirebilecek kadar dinamik ve güçlüdür.
Kadına yönelik şiddet her şeyden önce bir insanlık suçudur ve bu suçla mücadele bir insan hakları meselesidir.
ASIL OLAN İLKEDİR
Aslolan ilkelerdir. Bu doğrultuda şiddetle mücadelemizi dün olduğu gibi bugün de yarın da sıfır tolerans ilkesi ile kararlılıkla sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.