İran'da halkın sokağa çıkarak protesto gösterileri düzenlemesi neredeyse bir rutin hale geldi.
Ülke, elektrik kesintisi ve benzin zammı gibi nedenlerden bile gösterilere sahne olabiliyor.
Tahran yönetimi ise protestoların ülke geneline yayılmaması için sert polisiye önlemlerine başvuruyor.
Uluslararası Af Örgütü'nün verilerine göre 2019'un sonlarında benzin zammı protestolarında 106 gösterici hayatını kaybederken, binlercesi de gözaltına alındı.
Dün akşam ülkenin güneybatısındaki Huzistan eyaleti, kuraklık nedeniyle tekrar protesto gösterilerine sahne oldu.
Protesto gösterileri daha çok Arap nüfusunun yoğun yaşadığı Hamidiye, Bostan, Şadigan, Şuş, Danyal ve Mahşehr kentlerinde düzenlendi.
Protestocuların sloganlar eşliğinde cadde ve sokaklarda lastikler yaktıkları ve polisin göstericilere sert müdahale ettiği belirtiliyor.
Gerekçe su kesintisi olsa da ülkenin sık sık protesto gösterilerine sahne olmasının nedeni ne?
Bu sefer düzenlenen protesto gösterileri ülke geneline yayılır mı?
Konuyu Independent Türkçe'ye değerlendiren uzmanlar, bu konuda farklı düşünüyor.
"İçmek ve yıkanmak için bile su bulmak zorlaştı"
İranlı gazeteci Taha Kermani, zengin su kaynaklarına sahip Huzistan eyaletinin su sorunu yaşamasını anlaşılabilir olmadığını söyledi.
Yaşanan kuraklığın yanlış su politikaları, barajların yapılması ve ilkel tarım yöntemleri gibi birçok nedeninin olduğunu kaydeden Kermani, "Bu yeni bir şey değil. İçmek ve yıkanmak için bile su bulmak son derece zor hale geldi" dedi.
Taha Kermani / Fotoğraf: Independent Türkçe
Meselenin sadece kuraklıktan ibaret olmadığını aktaran Kermani, "Arap nüfus Tahran yönetiminin benzer politikalarla bölgedeki demografiyi değiştirdiğini söylüyor. Dün akşam atılan sloganların neredeyse tamamı ‘zorunlu göç hayır' şeklindeydi. Geçenlerde aşiret liderlerinden oluşan bir heyet bölge valisini ziyaret etti ve ‘ne yaparsanız yapın biz buraları terk etmeyeceğiz' mesajını verdiler. Bölge halkı Tahran'ın bilinçli olarak su politikasını yürüttüğünü ve asıl amacın halkı bölgeden göçertmek olduğunu düşünüyor. Halk arasında bu algı hakim" değerlendirmesinde bulundu.
"Kitlesel gösterilerin başlaması an meselesi"
İran'ın cenneti olarak adlandırılan Huzistan'ın büyük bir yoksulluk ve sefalet içinde olduğunu vurgulayan Kermani, "Bölgedeki sanayi tesislerinde Huzistanlı yurttaşların istihdam edilmesi gerekirken genelde iş gücü ülkenin diğer bölgelerinden getiriliyor. Bu benzer nedenler halkın öfkelenmesine neden oluyor" diye konuştu.
Çok yakın bir tarihte susuzluk, elektrik yoksunluğu ve hayat pahalılığı gibi nedenlerden ötürü ülkenin birçok tarafında protesto gösterilerinin başlayacağını dile getiren Kermani, devamında şunları kaydetti:
Kesinlikle benzer protesto gösterilerini daha çok göreceğiz. Şu an 150 rafineride grev sürüyor. Sebebi ne olursa olsun su, elektrik, ekonomik kriz veya başka bir neden olsun durum hızla siyasileşecektir.
Bunun için örgüt veya dış güçlerin destek vermesine gerek yok. Çünkü uzun yıllardır halk öfke dolu ve her sokağa çıktığında şiddete maruz kaldı. Dolayısıyla durumun daha da gerginleşeceğini düşünüyorum.
Kitlesel gösterilerin başlaması an meselesi. Yönetim sert müdahalelere başvursa da haftalar ya da aylar demiyorum, önümüzdeki günlerde ülkenin değişik yerlerinde çok farklı sebeplerden olsa dahi gösteriler başlayacak ve kısa sürede siyasi bir argümanla ortak paydada buluşacaklardır.
"Araplar zenginliklerden yararlanmak istiyor"
Ortadoğu uzmanı ve siyaset bilimci Arif Keskin, Kermani'nin aksine protestoların ülke geneline yayılmayacağı görüşünde.
Arif Keskin / Fotoğraf: Independent Türkçe
Uzun süredir bölgede benzer su ve elektrik gibi nedenlerden dolayı protesto gösterilerinin yaşandığını belirten Keskin, "Merkezi yönetim bu soruna bir çözüm üretemiyor. Bölgedeki Arap nüfus da göçertilmek için Fars milliyetçiliğinin bölgeyi bilinçli olarak kuraklık ve susuzluğa mahkum ettiğini düşünüyor. Toplumunun genelinde böyle bir algı mevcut" dedi.
Ülkede çıkarılan petrol ve doğalgazın yaklaşık yüzde 90'ına yakının Arapların yaşadığı bölgeden çıkarıldığını hatırlatan Keskin, "Araplar ‘petrol ve doğalgaz bölgemizden çıkıyor ama bu İran'ın diğer şehirlerine yatırım ve zenginliğe dönüşüyor. Bu zenginlikten istifade edemiyoruz' diyor. Dolayısıyla bu ve birçok neden halkın öfkelenmesine ve protesto gösterileri düzenlemesine neden oluyor" değerlendirmesinde bulundu.
"Fars milliyetçiliğinin en önemli ötekisi Arap ve Türklerdir"
Keskin, "Protesto gösterilerinin ülke geneline yayılma ihtimali var mı?" sorusuna şu yanıtı verdi:
Gösteriler daha çok bölgesel kalıyor, genele yayılma ihtimali çok düşük. Çünkü rejim karşıtı muhalefetin büyük bir bölümü yaşanan protestoları bile yayınlamıyor. Muhaliflerin büyük kısmı Fars milliyetçiliği nedeniyle bu tür gösterileri desteklemediği gibi kimse tarafından desteklenmesini de istemiyor. İşin en can alıcı noktası budur.
Dışardaki Fars medyası protestolarla ilgili doyurucu bilgi vermiyor, hatta bazıları sansür uyguluyor. Göstericiler Arap olduğu için görmezlikten geliniyor. Fars milliyetçiliğinin en önemli ötekisi Arap ve Türklerdir. Olayın bir de bu yönü var.
Ülke genelindeki ciddi toplumsal huzursuzluk ve hoşnutsuzluğun sokağa yansıdığını ifade eden Keskin, "Ülkedeki kuraklık ve ekonomik kriz sadece Huzistan eyaletiyle sınırlı değil, neredeyse ulusal bir sorun ve İran'ın her yerinden var. Huzistan'da yaşanan gösteriler ülkenin diğer bölgelerinde de yalandı. Evet, ülkenin farklı bölgelerinde benzer gösteriler ile karşılaşabiliriz. Böyle bir ortam var ve bu kendini gösteriyor. Ama bunun genele yayılma ihtimali zayıf" yorumunda bulundu.
"Soruna çözüm bulamayan İran'ın toprak bütünlüğü tehlikede"
İranlı gazeteci ve insan hakları aktivisti Peyman Aref ise ülkenin ciddi problemlerle karşı karşıya olduğunu ve özellikle ekonomik alanda kalkınma gerçekleştiremeyen İran'ın toprak bütünlüğünün tehlikede olduğunu söyledi.
Peyman Aref / Fotoğraf: Twitter
Yağışların azlığı nedeniyle bölgenin ciddi bir kuraklık yaşadığını aktaran Aref, "Halk yaşanan kuraklığın nedeni olarak bölgelerinde bulunan suların İsfahan'a götürülmesinden kaynaklandığını düşünüyor. Ancak bunun realiteyle bir ilgisi yok. İsfahan'da da diğer bölgelerde de kuraklık var. Ayrıca sadece İran değil Irak, Suriye ve Türkiye gibi birçok Ortadoğu ülkesinden kuraklık ciddi bir meseleye dönüşmüş durumda" diye konuştu.
"Düzenlenen gösteriler kuraklık için yapıldıysa da sorunun temelinde hayat pahalılığı ve ekonomik gibi birçok neden var" değerlendirmesinde bulunan Keskin, sözlerini şöyle sürdürdü:
Protesto gösterilerinin ülke geneline yayılması şimdilik çok düşük bir ihtimal. Protestolar eyaletin güney bölgesinde yaşandı ve kuzeyine yansımadı. Güneyde Arap aşiretleri bulunurken kuzeyde Kürtlere Lorani ve Bahtiyariler yaşamakta.
Devletin Huzistan için acil bir çözüm planı geliştireceğine inanıyorum. 2017'de de benzer bir durum oldu ve devlet 10 içerisinde Huremşehr kentine boru döşeyip sorunu giderdi. Dolayısıyla bunun ülke çaplı gösterilere dönüşmesi pek mümkün görünmüyor.
"İran'a komşu ülkeler fay hatlarını kırmak için çaba içerisinde"
İran'a komşu ülkelerin içerdeki etnik ve mezhep temelli fay hatlarını aktifleştirmek için büyük bir çaba içerisinde olduğunu savunan Keskin, sözlerini şöyle tamamladı:
Öncelikle şunu vurgulamak istiyorum; İran'da etnik ve mezhep temelli fay hatları var ve hatlar aktifleşmiş durumda. İran'a komşu ülkeler bu fay hatlarını aktifleştirmek için çok ciddi bir çaba gösteriyor. Dolayısıyla İran ciddi bir problem ile karşı karşıya.
Önümüzdeki 10 yılda iki rakamlı büyük bir kalkınma hamlesi gerçekleştirmeli. Bunu yapamadığı taktirde ben İran'ın toprak bütünlüğünü koruyamayacağını düşünüyorum.
Yaptırımlar kalkınmanın önündeki en büyük sorundur. Tahran yönetimi acil bir şekilde ABD ile tüm sorunlarını çözmeli. Aksi taktirde toprak bütünlüğünü koruması çok zor görünüyor
Independentturkish