Üniversiteleri öyle bir savunuyorlarki sanırsın Asr ı saadet dönemindeki Suffa meclisleri oldu başıma.
Oysa herkesin kızı, oğlu üniversiteye gidiyor ve çocukların ne kadar serbest ve ahlaka mugayır yaşadığını bütün veliler biliyor. İstisnaları tenzih ederim.
Bende bir öğrenci velisi olarak oğlumdaki özgür yaşama hevesini ayan beyan görüyordum. İkinci sınıfa geçti, pandemi başladı şu an 9 aydır evde ve bu seferde olumlu gelişmeleri üzerinde görebiliyorum.
Sadece fuhuş veya zina hususunda bir özgürlükten bahsetmiyorum. Çocukların fikir yapısı ve dine bakış açısını da bozuyor üniversiteler.
Çocuk liseyi ehli sünnet vel cemaat olarak bitiyor, üniversiteye gidiyor. Ara tatilde bir geliyor kaderi, sünneti, şefaati sorguluyor. Mezun oluyor bakıyorsun tam deist olmuş.
Ebubekir Sofuoğlu durumu belki biraz halk dilinde betimlemiş olabilir fakat öyle yada böyle bugün ilim, irfan yuvası diye gönderdiğimiz üniversiteler ilimden ve irfandan ki; (bu kavramlar açılırsa üniversiteler anaokulu ayarına düşer) oldukça uzak, daha çok yetişkin erkeklerin ve kızların birbirlerine sevdalanıp geçici aşklar yaşadığı platformlar halini almış.
Niyeti ve amacı sadece okumak, meslek sahibi olmak olan gençlerimizi yine tenzih ederim ama durum hiç iç açıcı değil.
Şimdi ülkemizde eleştiri hususunda da çifte standart var. Bakınız aynı konu ile ilgili olarak CB Erdoğan kız ve erkek çocukların aynı evde kalmasını eleştirdiği hatta buna bağlı olarak AB yasaları gereği Zinayı suç olmaktan çıkarmakla hata yaptıklarını ve bu konuda yeni bir çalışmanın hükümet tarafından yapılması gerektiğini bildirmişti.
O dönem CB Erdoğana sadece CHP ve HDP cenahından tepkiler gelmiş bir hafta sonra konu kapanmıştı.
Fakat bugün aynı olayı biraz daha zülfü yare dokunarak bizzat üniversitede hoca olan yani iddia ettiği cürmü gözleriyle gören, kulakları ile rahatsız olan bir akademisyen dile getirince sadece Sol ve Apoist cenah değil CB sözcüsü İbrahim Kalın, iletişim başkanı Fahreddin Altun ve bazı Akpartili vekiller büyük tepki verdiler.
Kardeşim ortada bir vakıa varki adam açıkça söylüyor. Yoksa zaten iftira olur. Sende bu iftiraya gerekli cezayı verirsin.
Zaten Türkiyede iddia sahiplerinin iddiaları araştırılmadan şövenist ve siyasi olarak linç edilir insanlar.
Bakınız 9 yılda 5 bine yakın kadın erkek arkadaşı, eşi ve kardeşi tarafından öldürülmüş. Hurra.. Erkekler şöyle katil, böyle anlayışsız falan filan. Cinsiyetçi yaklaşımlar. Peki ölen kadınların öldürülme sebebi ile ilgili bir araştırma yapıldı mı? Hayır. O vakit nasıl çözülecek bu ağır mesele? Haa İstanbul sözleşmesi açısından bunun böyle olması lazım derseniz o başka..
Evet bir diğer örnek olarak da öteki Ebubekir'i yani Sifil Hocanın çıkışını vermek istiyorum. Adam ne dedi? "Efendim, cami ile, din ile, yağmur duası ile manevi değerler ile alay eden zevatın cenazesi camilerden kaldırılmasın"
Ne kadar doğru ve etik bir çıkış.
Bu konuda bir araştırma yapıldı mı? Yüzde kaç ateist var? Yüzde kaç dinsiz var? İslama karşı, islamdan nefret eden, alay eden var? Yani bunlara Diyanetin tavrı ne olmalı?
Adam hayatı boyunca Allaha, Kitaba, Peygambere hakaret etmiş. Günün birinde gebermiş "hoca gel bunu yıka, selasını ver, göm"
"Yok yaa..! Öyle bir dünya yok efendi" diyen bir Diyanet teşkilatı olmalı aslında değil mi? Ne yazık ki imamların böyle bireysel tepkileri olunca ki, oldu birkaç yıl önce. Diyanet ateist cenazeye değil imama ceza vermişti.
Evet yani toplumda vuku bulan darbı meselleri araştırma, sebebine inme ve çözüm üretme fıkhı yok ülkede.
Buradan bu hafta iki ayrı olaya iki ayrı mükemmel tepki veren iki ayrı Ebubekir'e de sahip çıktığımızı ve sözlerinin devlet ricali tarafından kale alınmasını istiyoruz. Rica etmiyoruz. Çünkü bir şey hakkın hakkıysa o rica edilmez yapılması istenir.
Selam ve dua ile.