Bayramda onların misafiri olduk. Kaldıkları çadırda gazetemize bayram anılarını anlatan aile fertleri savaş öncesi bayramın küçük, büyük herkes için şölen havasında geçtiğini söyledi. Babaanne Türki el-Eyyub (67), savaşın gölgesinde geçen bayramın en fazla çocuk yüreklerde yara açtığını söyleyerek “Torunlarımdan Hasan ve Ammar benden bayramlık elbise ve tatlı istedi. Onlara ne diyeceğimi bilemedim. Sadece boynumu büktüm ve Allah’a bu günlerin bir an önce bitmesi için tüm kalbimle yalvardım” dedi.
GÖZLERİ DOLDU
Terk etmek zorunda kaldığı köyünde bir çiftliği ve tarlaları olduğunu söyleyen aile reisi Hacı Abdurrezzak el-Eyyub (73) ise “Bizim buralarda bayram gerçek manası ile kutlanır. Herkes o coşkuyu yaşar. Ziyaretler, ziyafetler ve oluşan manevi hava çocuk, büyük, kadın herkesi içine alır ve gerçekten bayramı bayram olarak yaşarsınız. Bayram tüm evlerimizi dolduran neşe, asla unutamayacağımız özel anlar idi’’ diye konuştu.
Söyleşi esnasında gözleri dolan baba Abdurrezzak el-Eyyub “Esad, 36 yaşındaki oğlum Abdurrahman’ı 6 yıl önce muhalif olduğu için zindana attı. En büyük isteğim onun çadırın kapısına gelip elimi öpmesi. Ona sarılmanın ve göğsüme basmanın hayali ile yaşıyorum” dedi.
7 YETİMLE YAŞIYOR
Abdurrezak el-Eyyub’un toplam 3 çocuğu olmuş. Hâlen yanında kalan 26 yaşındaki engelli oğlu Abdulhamid dışında bir oğlu rejim hapsinde ve 34 yaşındaki üçüncü oğul ise 3 ay önce kalp krizi geçirip vefat etmiş. Aslen Hama’ya bağlı El Halsa kasabasından olan Abrruzzak el-Eyyub, 7 yetimle yaşıyor.
Türkiye Gazetesi