Sivillere yönelik hak ihlallerini belgeleyen SNHR, "26 Haziran İşkence Mağdurlarıyla Uluslararası Dayanışma Günü" vesilesiyle işkenceden dolayı hayatını kaybedenlere ilişkin hazırladığı raporu Anadolu Ajansı (AA) muhabiriyle paylaştı.
Rapora göre, Suriye'de halk ayaklanmasının başladığı Mart 2011'den bu yana Esed rejimi 173'ü çocuk, 74'ü kadın en az 14 bin 338 kişiyi işkence yaparak öldürdü.
En az 132 bin kişinin akıbeti belirsiz
Esed rejimi güçlerinin iç savaş boyunca en az 1,2 milyon Suriyeliyi alıkoyarak çeşitli işkenceler uyguladığı belirtilen raporda, bunların bir kısmının hala tutsak olduğu ifade edildi.
Ağ, rejim zindanlarında tutulanlardan kimlik bilgilerine ulaştığı en az 132 bin kişiden haber alınamadığını kaydetti.
Öte yandan rapordan bağımsız olarak, Suriyeli muhalif kaynaklar, halihazırda Esed rejiminin cezaevleri ve sorgu merkezlerinde aralarında kadınların da olduğu en az 400 bin kişinin tutulduğunu belirtiyor.
İşkence ve hastalıklar can almaya devam ediyor
Esed rejiminin kasıtlı alıkoyduğu kişileri işkence yoluyla öldürdüğü vurgulanan raporda, güvenlik birimlerinin işkence yuvalarına dönüştüğünün altı çizildi.
Raporda, asılsız suçlamalara başvurarak "keyfi tutuklamalar" yapan güvenlik birimlerinin, alıkoyduğu kişilere çeşitli işkenceler uygulamaya devam ettiği vurgulandı.
Sorgu ve gözaltı merkezlerine sahip güvenlik birimlerindeki ölümlerin işkence, hastalık ve tedavi görememekten kaynaklı olduğu kaydedildi.
Alıkonulanların sağlık şartlarından yoksun yaşadıklarının altı çizilirken rejim zindanlarının çoğunda ortalama 24 metrekarelik odalarda 50 kişinin kaldığı vurgulandı.
İşkenceciler "dokunulmazlık" hakkına sahip
Suriye'de Baas Partisinin 1963'te ülkedeki iktidarı ele geçirmesinin ardından, suça karışan güvenlik ve ordu güçleri mensuplarının yargılanmasının önü kesildi.
Yasama, yürütme ve yargı gibi ülkenin temel organlarını yarım asrı aşkın süredir elinde tutan rejim, iktidarını güçlendirmek ve muhalif sesleri bastırmak adına güvenlik birimlerindeki çalışanlarının yetkilerini artırdı.
Ağın raporuna göre 1969, 2008 ve 2011'de yapılan düzenlemelerle güvenlik birimi unsurları, askeri polis mensupları ve iş birlikçilerinin yargılanması engellendi.
Raporda ayrıca yüzbinlerce kişiye işkence yaptığı bilinen güvenlik birimlerinin, rejimin lideri Beşşar Esed'in talimatına aykırı hareket edemeyeceği vurgulanırken suça karışan sorumlular hakkında herhangi bir işlemin yapılmadığı kaydedildi.
Göstermelik af kararlarına rağmen alıkoymalar sürüyor
SNHR, Esed rejiminin Mart 2011'de başlayan iç savaş boyunca açıkladığı sözde 18 af kararı, "hayali" olarak tanımlayarak rejimin Suriyelileri alıkoymaya devam ettiğini vurguladı.
Ağın raporunda Esed rejiminin en son 2 Mayıs 2021'de sözde genel af ilan ettiği anımsatılırken karara rağmen son 7 haftada 159 kişinin rejim güçlerince alıkonulduğu belirtildi.
Rejimin güvenlik birimlerinde işkence ve kötü sağlık koşulları yüzünden de 2 Mayıs'tan bu yana en az 13 kişinin yaşamını yitirdiği bilgisine yer verildi.
Rejim 72 farklı işkence yöntemi kullanıyor
SNHR raporuna göre, Esed rejimi, fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddet içeren 72 ayrı işkence türü uyguluyor.
Esed rejimi alıkoyduğu kişilere fiziksel olarak 39, sağlık durumlarını ihmalde 6, cinsel istismarda 8, psikolojik işkence ve insan onuruna hakarette 8, askeri hapishane işkencelerinde de 9 farklı metot kullanıyor.
Ayrıca rejimin zorla çalıştırma ve hücrede yalnız bırakma gibi insan haklarına aykırı işkence uygulamaları da mevcut.
Tutukluların 'koşulsuz' serbest bırakılması çağrısı
Raporun tavsiyeler kısmında, Birleşmiş Milletler (BM) ve BM Güvenlik Konseyi'nin, rejimin işlediği işkence suçlarına karşı daha ciddi bir tavır sergilenmesi gerektiği vurgulandı.
Alıkonanlarının tümünün koşulsuz serbest bırakılması çağrısı yapılan raporda, Esed rejiminin işlediği işkence suçunun kınanması istendi.