Referans Medya
Doğu Türkistanlı 2 çocuk annesi Gülbahar Haitiwaji'nin anlattıkları daha sonra kitaba dönüştürüldü. Doğu Türkistan'daki kamplarda 3 yıl boyunca kalan Gülbahar Haitiwaji, korku ve işkence günleri ile ilgili "Bizi uyandırmaya geldiklerinde idam edilme zamanımın geldiğini düşünüyordum'' ifadelerini kullanıyor.
Çin Komünist Partisi 2014 yılında ‘terörizme karşı savaş’ görüntüsü altında çok boyutlu baskı ve işkence dönemini başlattı. Bu baskılar asimilasyona dönüştü ve binlerce Uygur Türk'ü Doğu Türkistan'ı terk etti.
İşkencenin her türlüsü vardı
Gülbahar Haitiwaji, Kamp ve işkence günlerini Fransız gazeteci Rozenn Morgat'a anlattı. Doğu Türkistanlı mağdur kadının yaşadıkları Rescapée du Goulag Chinois (Doğu Türkistan kampından Kaçış) Fransızca olarak yayımlandı. Karar Gazetesi, France 24'ün haberleştirdiği sistematik işkenceyi çevirerek yayımladı.
Haitiwaji, Çin kamplarında, cinsel istismar, zincirleme, aç bırakma, kısırlaştırma, fiziki eziyet, sözlü propagandanın en ağır şekliyle Doğu Türkistanlılara uygulandığını anlattı.
Her şey 2014 yılında başladı
Gülbahar Haitiwaji, 50 yaşında olduğu 2014 yılında bazı emeklilik evrakları için Fransa'dan Çin'e gidişi ile kabus günlerinin başladığını belirtiyor. İşkence mağduru Uygur kadın sistematik işkence ve gözaltı süreçlerini şöyle anlattı:
''Ülkeye giriş yaptıktan kısa bir süre sonra gözaltına alındım. Gözaltı nedeni olarak kızım Gülhumar’ın Fransa’dayken elinde Çin hükümetinin yasaklamış olduğu Doğu Türkistan bayrağıyla gülümseyen fotoğrafı gösterildi.
Yatağa zincirlendim
Terör faaliyeti ile suçlanıyordum. O günleri hiç bir biçimde unutamam. Bir sabah nöbetçi geldi ve beni tek kelime etmeden yatağın parmaklıklarına zincirledi, iki hafta metal yatağın yanında, hayata tutunmaya çalıştım.
Kamplardaki hücreler sürekli olarak kameralarla gözetleniyordu. Tutsaklar, sürekli olarak Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'i yücelten bildirilerle propaganda faaliyetlerine maruz kalıyordu.
Kadınları kısırlaştırdılar
Kadınlar aşılama bahanesiyle kısırlaştırılıyordu. Boş zamanlarında, çoğu bana güvenerek artık adet görmediklerinden utanıyordu. Aşının hemen ardından adetlerinin durduğunu söylediler. Adet görmeyi bırakmış olan ben, onları rahatlatmaya çalıştım ama derinlerde korkunç bir düşünce şekillenmeye başladı: Bizi kısırlaştırıyorlar mı?
9 dakikalık duruşmada 7 yıl hapis
Kasım 2018'de, tutuklanmamdan iki yıl sonraki dokuz dakikalık duruşmanın ardından 7 yıl hapis cezasına çarptırıldım. Ağustos 2019’da yerel mahkeme hakimi masum olduğum gerekçesiyle salıverilmemi istedi.
Akıl sağlığını kaybedenler oldu
Kamplarda akıl sağlığını kaybeden insanların olduğu gördüm. Anlattıklarımın hepsinin doğru. Tecrübe ettiğim hiçbir şey, bir mahkumun durumunu abarttığı hastalıklı bir fantezi değil. İşkence yapan, Uygur vatandaşlarını öldüren Çin'dir.
Gülbahar Haitiwaji kimdir?
Haitiwaji, 1966'da Çin'in kuzeybatısında dünyaya geldi. Kocası gibi bir mühendis olan Haitiwaji, 1980'lerde, Çin'in kuzeybatısındaki Karamay kasabasında bir petrol şirketinde çalışmaya başladı. Uygurlara karşı ayrımcılığın o zamanlar başladığını ifade eden Haijiwi, baskılara daha fazla dayanamayınca yurtdışında iş aramaya karar verdi. Fransa'ya yerleşmeden önce Kazakistan'a, ardından da Norveç'e gitti, iltica başvurusunda bulunduğu Fransa'ya yerleşti.