Beyazıt Meydanı'nda bir araya gelen gruptakilerin bazıları yaşanan baskıya dikkati çekmek amacıyla el ve ayaklarını zincirle bağlarken, bazıları da ulaşamadıklarını söyledikleri yakınlarının fotoğraflarının basılı olduğu afişleri taşıdı.
Burada grup adına konuşan Mirza Ahmet İlyasoğlu, Çin yönetimi tarafından inşa edilen toplama kamplarında çok sayıda insanın kötü muameleye maruz kaldığını söyledi.
İlyasoğlu, Çin'in bu uygulamalarının uluslararası hukuka aykırı olduğunu dile getirerek, "Şu anda burada toplananlar, kampların açık bir kanıtıdır." dedi.
Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne giriş ve çıkışların yasaklandığını aktaran İlyasoğlu, şunları kaydetti:
"Ülkesine dönenler 2017'den sonra uçaktan iner inmez toplama kamplarına alındı. Bundan sonra anne ve babası vefat edenler bile dönmeye cesaret edemedi. Yurt dışında olan Uygurlar ailesinin sesini bile telefonla duymamaktadır. Toplama kampları onların dediği gibi gerçekten meslek okulu olsaydı doktor, profesör, sanatçı, iş insanı çıkması lazım. Onlara Çin yönetimi hangi mesleği öğretiyor acaba. Toplama kampında benim kardeşim, eniştem ve arkadaşlarım bulunuyor."
Konuşmanın ardından aile üyeleri kamplarda bulunan ve onlarla iletişim kuramayan Uygur Türkleri, yaşadıklarını anlattı.