Ünlü İngiliz Rock sanatçısı Robert Palmer'ın oğlu olan James Palmer, Asya Toplumları üzerine düzenlenen bir panelde yaptığı konuşmada, Çin'in Uygur Türklerine ve ülkedeki diğer etnik azınlıklara yaşattığı baskı ve şiddeti dünya kamuoyuna anlatmak isteyen gazetecilerin yaşadığı zorluklardan bahsetti.
ÇİN'İN YAŞATTIĞI VAHŞETİ ANLATIRKEN GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
Palmer, canlı yayında milyonlarca Türk'ü kamplara toplayan Çin hükümetinin, Doğu Türkistan'da uyguladığı zulmü, kamplara nasıl toplandığını dile getirdi. Doğu Türkistan’daki kaynaklarına artık ulaşamadığını söyleyen Palmer, konuştuğu insanların Çin hükümeti tarafından tutuklandıklarını ya da öldürüldüklerini ifade ederken duygularına hakim olamadı. Palmer’ın konuşması şu şekilde:
‘’O insanlarla(Doğu Türkistandaki tanıdıkları) artık konuşamıyorum, çünkü ortadan kayboldular.(ağlıyor) Hatta, bir keresinde onlarla konuştuğum esnada gelip onları tutukladılar. Sonrasında diğer haber kaynaklarım üzerinden onlara ulaşmaya çalıştım ancak hiçbir şekilde haber alamadım. Birkaç ay önce, ben ve diğer pek çok yabancı gazeteci arkadaşım mecburen çalışmayı bırakarak, Çin’den ayrıldık. Sonrasında, bölgedeki kaynaklarımıza ulaşmaya çalıştık. Ancak hiç biri cevap vermedi. Çünkü, bizle temasa geçerlerse tutuklanacaklarını ve toplama kamplarına gönderileceklerini biliyorlardı. Bu yaşananları anlatmak için, gerçekten kelimeler yetersiz kalıyor. Ailesi Çin’de olan(Doğu Türkistan bölgesinde) konuştuğum bir öğrenci, bölgeye dönmesi gerektiğini söyledi. Sebebini sorduğumda, ‘eğer dönmezsem ailemi ve kardeşlerimi kamplara alacaklar’ dedi. Bu çok zor bir karar. Bu insanların yaptığı çok büyük bir fedakârlık. Pek çok insan bu kararı veremez. Ancak geri dönmeseler de çok zor bir durum çünkü evini, ülkeni ve aileni kaybediyorsun.
Bu söylediklerim veya diğer kaynaklardan gördükleriniz, bu korkunç durumun sadece küçük bir kısmı. Orası hakkında konuştuğum diğer gazetecilerde, geçen 2 yıl boyunca artan baskı ve şiddeti, zulümlere tanıklık etti. İnsanlar bizimle kayıtta veya kayıt dışı konuşmak istiyordu ama şimdi orada hiçbir yabancı gazeteci yok. Oradaki insanlar artık, dünya kamuoyuna seslerini duyuramayacaklar. Bence bu durum, orada yaşananların doğruluğunu gayet iyi özetliyor.’’