Referans Medya: Miraç Şamil Atalan / Merve Savaş
Komünist Çin Hükümeti ilk olarak 1949 yılının Ekim ayında, Sovyet Rusya Cumhuriyeti’nin desteğini de alarak, Halk Özgürlük Ordusu ile Doğu Türkistan’ı işgal etti. O dönem Türkmen orduları dağıtılmış, binlerce aydın, yazar, alim ve devlet adamları, zenginler, imanlı vatan evlatları şehid edilmişti.
Özgürlük cephesi direniş meşalesini yaktı
Romanya’da devrilen eski komunist Çavuşesku hakimiyetinden sonra, 70 yıllık zalim Sovyet rejimi de Moskova’da çıkan ayaklanmalar sebebiyle sarsıntılar yaşıyordu. Çıkan ayaklanmalar ile desteği zayıflayan Çin rejimi ülke içinde de çıkacak bir ayaklanmadan korkuyordu ve saldırıya geçme kararı aldı. Böylece çatışmalar başladı. Çin’in başlattığı tek taraflı ve orantısız güç kullanımı, bölge halkından birçok gencin katılımıyla milli bir direnişe dönüştü.
Yeni bir harekat doğuyor
Yıllarca süren bu kadar zulüm, işkence, sürgün ve daha bir çok zulme maruz kalan Doğu Türkistan halkının yeniden özgürlüğüne kavuşması için, 5 Nisan 1990 tarihinde Zeynud Yusuf’un liderliğinde ve onun silah arkadaşları önderliğinde Özgürlük Harekatı başlatıldı. Harekatın hedefi ise Kaşgar şehrini düşmandan temizleyip mavi albayrağı yeniden dalgalandırmak, zalim Çin hükümetinin zulümlerini durdurmak ve tüm dünyaya Türkmenistan halkının sesini duyurmaktı.
Özgürlük cephesinde milli direniş
Barın'da çatışmaların merkezine dönüştü ve el yapımı av tüfeğiyle silahlanmış 700 küsür kadın ve erkekten oluşan Milli Özgürlük Cephesi, bir tarafta ise 30 bini aşkın asker, uçak, tank, tüfek ve modern silahlarla donatılmış Çin ordusu bulunuyordu. Barın, özgürlük Cephesi haline gelmişti.
Çin 500 Türk’ü vahşice katletti
Çin saldırıları 2 hafta boyunca devam etmiş ve bu kanlı savaşta 500'e yakın Doğu Türkistanlı şehid edildi. Çin ordusundan ise 150'ye yakın asker öldürüldü.
Savaşın ardından 20 binden fazla Doğu Türkistanlı bu olayla irtibatlandırılarak hapse atıldı ya da sürgün edildi.