Çin merkezli bir şirkette çalışan yazılım mühendisinin BBC'ye açıkladığı bilgiler, Çin'in Uygur Türkleri üzerinde yapay zeka ile duygu tanıma teknolojisini kullandığını ortaya çıkardı.
Londra'da bulunan Çin Büyükelçiliği, iddiaları her ne kadar yalanlasa da Çin'in Uygur Türklerine karşı bugüne kadar uyguladığı yaptırımlar ve yazılım mühendisinin sunmuş olduğu grafikler, Uygur Türklerinin tıpkı bir laboratuvar faresi gibi denek olarak kullanıldığını gözler önüne serdi.
Çin'in batısında bulunan Sincan bölgesinde yaklaşık 12 milyon Uygur Türkü yaşıyor. Her gün sıkı bir gözetim altında tutulan Uygur Türkleri, sızdırılan bilgilere göre George Orwell'ın 1984 kitabından çok daha acımasız bir şekilde toplama kampı adı verilen yerlerde saatlerce çalıştırılıyor ve Çin'in yeni teknolojilerini üzerinde denediği ilk durak olarak görülüyor. Hatırlayacak olursanız Huawei gibi büyük bir marka da Uygur Türklerini tespit eden teknolojileri yüzünden yeni bir hedef hâline gelmişti.
Web Tekno'nun aktardığına göre, kimliğinin ve hangi şirkette çalıştığının ortaya çıkmaması şartıyla BBC'ye konuşan bir yazılım mühendisi, son olarak Çin'in yeni yapay zekayla duygu tanıma teknolojisini Uygur Türkleri üzerinde denemeye başladıklarını açıkladı. Geliştirilen teknolojinin yalan makinesi ile benzer bir mantıkta çalıştığını söyleyen mühendis, deneklere 3 metre uzaklıkta bir kamera yerleştirdiklerini, bazı deneylerde de deneklerin genellikle polis merkezlerinde kullanılan, el ve ayak bileklerine metal kelepçeler geçirilen sandalyelere oturtulduklarını açıkladı.
Mühendisin söylediği bilgilere göre bu kameralar, deneklerin yani Uygur Türklerinin yüzlerindeki ve deri üzerindeki gözeneklerin değişimini saniyeler içerisinde tespit edebiliyor ve yazılım aracılığıyla ortaya bir grafik çıkarılıyor. Açıklanan grafikte de kırmızı bölge grafiğin yüzde 59'unu oluştururken bu renk, huzursuzluk ve olumsuzluğu temsil ediyor.
Uygur Türklerinden toplanan veriler, Entegre Ortak Operasyonlar Platformu'nda toplanıyor. Mühendisin söylediğine göre şirket aynı zamanda Uygur Türklerinin davranış bilgileri hakkında veri topluyor ve evlerinin önüne QR kod okuma sistemi koyarak kimin evde olup kimin olmaması gerektiğine karar veriyor.
Söz konusu açıklamalardan sonra birçok insan hakları savunucusu harekete geçmiş olsa da Çin ve Londra'da bulunan Çin Büyükelçiliği konuyu sert bir dille yalanlamaya devam ediyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Çin Direktörü Sophie Richardson, konuyla ilgili "Bunlar çok şok edici bulgular. Daire grafiğine indirgenen insanlar, zorlayıcı şartlar, olağanüstü bir baskı altında ve tedirginlik içinde olan insanlar. Bu da suçluluk emaresi olarak değerlendiriliyor, bunun çok sorunlu olduğunu düşünüyorum" ifadelerinde bulundu.