DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, katıldığı bir televizyon programında İstanbul Sözleşmesini savundu.
Ali Babacan, ''İstanbul Sözleşmesi'nin 3. maddesindeki kavramlara nasıl bakarsınız? Bu sözleşmeyi nereye koyarsınız? LGBT yürüyüşleri son dönemde yasaklanıyor? Ne dersiniz?'' sorusuna cevaben;
''İstanbul Sözleşmesi, Avrupa Konseyi kapsamında yapılan sözleşme, Avrupa Birliği değil. Biz Avrupa Konseyi'ne tam üyeyiz. O yıl Davos'un en büyük panelinde panelistlerden bir tanesiyim. 'Sizden bizim ders almamız lazım, Avrupa krizden kırılıp geçerken siz nasıl durdunuz' diye soruluyordu. O yıl Türkiye'nin öz güvenin zirve yaptığı dönem. Bu anlaşma 2011'de yapıldı. Kadına şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesine dönük bir sözleşme. 2011'den 2016'ya kadar 5 yıl askıda kalıyor. Sonra bu sözleşmede şu mu vardı, bu mu vardı deniyor. Herkesin okumasını istiyorum bu sözleşmeyi. Yanlış yapmışız denilen ne var? İnsanı merkeze alacak şekilde bakmanız lazım. Tamamen kadın odaklı bir sözleşme. Her gün bir başka kadın cinayetiyle uyanıyoruz, yazıktır, günahtır. Fakatı, aması yok bu işin. Yaşam tarzı şöyle böle olabilir. Tersten okuduğunuzda yaşam tarzı farklıysa şiddeti hak ediyor diyebilir misiniz? İnsan insandır, hukuk karşısında herkes eşittir. Hayat tarzı farklı diye şiddete yumuşak bakan, kapıyı aralayan bir şey olamaz, akıllara durgunluk veriyor. Belli toplum kesimlerine whatsapp gruplarına İstanbul Sözleşmesi'ni bağlamından koparıp anlatılıyor. Tabana farklı bir algı oluşturup, yine kutuplaştırıp yana mısın, karşı mısın ayrımlaştırıcı siyaset üzerinden.'' dedi.
''LGBT tutumuna ne diyorsunuz?'' sorusuna Babacan, ''Siz yaşam tarzı sebebiyle düşmanlaştırıyorsunuz, az sayıda bir insan az sayıda yaşam tarzı insan üzerinden düşmanlıkla oy toplamaya çalışıyorsanız yazıktır.'' ifadelerini kullandı.