Görüşmeler, Afganistan’a askeri müdahaleye yol açan ABD’ye yönelik 11 Eylül saldırılarının 19’uncu yıldönümüne denk geldi. Afgan hükümeti ile Taliban arasındaki barış görüşmeleri, ülkeyi parçalayan savaşı sonlandırmayı amaçlıyor. Çatışma taraflarının doğrudan görüşmelerin yapılacağı müzakere masasına oturmasından önce, birçok ülke ve grup, acilen ateşkes yapılması ve azınlıklar ile kadın haklarını destekleyecek bir anlaşma imzalanması için taraflara çağrıda bulunmuştu. Kabil hükümetinin baş müzakerecisi ve Barış Konseyi Başkanı Abdullah Abdullah, müzakerelere hazır olduğu için Taliban Hareketi’ne teşekkür ederek, Taliban hükümeti toplantısının on yıllarca süren çatışmayı sonlandıracak barış anlaşmasının imzalanmasına imkan vereceğini söyledi. Abdullah, “Eğer her birimiz elimizi diğerine uzatır ve barış için samimiyetle çalışırsak, ülkedeki mevcut sıkıntıların sona ereceğini düşünüyorum. Şiddeti durdurmalı ve en kısa zamanda ateşkes üzerinde anlaşmalıyız. İnsani bir ateşkes istiyoruz. Sizi tüm içtenliğimle temin ederim ki ülke tarihimiz, bugünü, savaşın ve halkımızın acılarının sonu olarak hatırlayacak” ifadesini kullandı.
Tarihi görüşmeler süresince, ABD Başkanı’nın da tarif ettiği şekliyle, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Afganistan’da çatışan tarafları fırsatı değerlendirme ve barış anlaşması imzalamaya teşvik etti. Pompeo, ülkesinin, Afganların kendi işlerini idaresini üstlenmeye hevesli olduklarının farkında olduğunu kaydetti. Bloomberg’de yer alan habere göre, ABD’nin Afgan müzakerelerini desteklemeye hazır olduğunu ve başkalarına kendi rejimini empoze etmeye çalışmadığını belirten Pompeo, “Gelecekteki siyasi rejimi seçmek elbette sizin meselenizdir” diyerek, tarafların ulaşacağı çözümün bütün Afganların haklarını teminat altına almasını ve kadının sosyal hayata katılımı da dahi toplumsal gelişmeleri korumasını umduğunu dile getirdi. Pompeo, “Bu fırsatı değerlendirmenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Şüphesiz önümüzdeki günlerde, haftalarda ve aylarda pek çok zorlukla karşılaşacağız. Unutmayın, sadece bu Afgan nesli için değil, gelecek nesiller için de çalışıyorsunuz” dedi. Taliban’ın üst düzey yöneticilerinden Abdulgani Birader, barış anlaşmasına varılması halinde Afganistan’ın ‘İslami rejime sahip bağımsız bir ülke olması çağrısında bulundu. Birader, görüşmelerin açılış konuşmasında, “Herkesin müzakereler ve anlaşmalar esnasında İslam’ı hesaba katmasını, İslam’ın kişisel çıkarlara kurban edilmemesini istiyorum. Afganistan'ın, herkesin ayrım gözetmeksizin yaşadığı İslami bir sisteme sahip bağımsız, müreffeh ve İslami bir ülke olmasını istiyoruz” dedi.
Yetkililer, diplomatlar ve analistler, iki tarafın müzakere masasında bir araya getirilmesinin kazanım olmakla birlikte özellikle ülke genelinde şiddetin tırmandığı bir ortamda barışa giden yolun kolay olmayacağını söylüyorlar.
Abdullah Abdullah, iki tarafın tüm noktalar üzerinde anlaşmaya varamaması halinde Kabil heyetinin taviz vermesi gerektiğini dile getirdi. Abdullah, “Doha’da bana bağlı heyet, ülkemizde farklı kültürel, sosyal ve etnik kökenlerden gelen milyonlarca kadın ve erkek tarafından desteklenen bir siyasi sistemi temsil ediyor” ifadesini kullandı.
ABD Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad, terörizmin engellenmesinin temel şart olduğunu ancak azınlık ve kadın haklarının korunmasının ABD Kongresi’nin fon ayırmada vereceği kararı etkileyeceğini belirterek, “Açık çek yok” dedi.
Katar’ın başkentindeki lüks bir otelde açılış oturumlarına katılan müzakereciler, Afgan bölgelerinde şiddet devam ederken görüşmelerin uzun ve karmaşık geçeceğini kabul ettiklerini belirttiler.
Kabil hükümetinin baş müzakerecisi Abdullah Abdullah, ABD ve Taliban’ın Şubat ayında çekilmeyle ilgili imzaladığı anlaşmadan bu yana 12 bin sivilin hayatını kaybettiğini, 15 bin kişinin de yaralandığını aktardı.
Taliban yetkilisi ve aynı zamanda kurucu kadrosunda yer alan Molla Abdulgani Birader, benzer bir tavır sergilemedi. İsyancılar, ülkedeki şiddetin düşürülmesinin etki alanlarını daraltabileceğini düşünüyorlar. Gözlemciler, Eşref Gani başkanlığındaki hükümeti reddeden Taliban Hareketi’nin Afganistan’ı İslami bir ‘emirlik’ haline getirmek için çabalayacağını, Gani yönetiminin ise kadınlara daha fazla özgürlük de dahil olmak üzere pek çok hak sağlayan bir anayasal cumhuriyet için Batı'nın desteklediği statükoyu korumaya çalışacağını dile getiriyorlar.
Müzakereciler arasında yer alan Habibe Serabi, AFP’ye yaptığı açıklamada, açılıştaki görüşmelerin “çok olumlu” olduğunu söyledi. Serabi, “Bakan Pompeo dahil herkes dayanışmalarını vurguladı, bunlar içinde Taliban da var. Durum önceki toplantılara kıyasla daha iyi. Güven inşası için yolumuzdayız” diye konuştu. Kabil sakinleri, açılış töreni başlarken televizyon ekranlarına odaklandı.
Kapsamlı bir barış anlaşmasına ulaşmak yıllar sürebilir. Bu aynı zamanda iki tarafın ülkelerini yönetme yolunda ortak bir yaklaşım bulmaya hazır olup olmadığına da bağlı