Gazeteci Abdurrahman Dilipak, Yeni Akit Youtube kanalına konuştu. Koronavirüs aşısına ilişkin değerlendirmede bulunan Dilipak, "Tedbirlerin büyük ölçüde gevşetildiği bir zamandayız ama aşılama tam gaz devam ediyor. Özellikle gençlere yöneldiler. Bu arada insanların kafası karışık. 'Sinovac mı olsak, mRNA mı?' sorusunu soruyorlar." dedi.
'Sinovac en uydurma aşı olarak zararı en az olandır'
"Sinovac olmak belki daha kolay gelebilir." ifadesini kullanan Dilipak, "Sinovac, geleneksel bir aşı formatı ama içeriğini bilmiyoruz. Çinliler zaten koronavirüs konusunda en sahtekar politika uygulayan ülkelerden birisi. Sinovac'ı üreten firma da Çin'in bu alanda en sahtekar olarak bilinen şirketi. Şimdi bu kadar kötüledikten sonra 'Peki hangisini olalım?' derseniz herhalde Sinovac aşısı en uydurma aşı olarak zararı en az olandır." şeklinde konuştu.
'Sinovac aşısı oldunuz diye Avrupa'ya kabul etmeyecekler'
Sinovac'ın Avrupa'da kabul görmediğini vurgulayan Dilipak, "Avrupa'nın kendi mRNA'ası var. Bilinmezlik en büyük tehlike. Yani mRNA risk katsayısı en yüksek olan, kalpte hasara yol açan hatta felçle beyni etkileyen ve geri dönüşü mümkün olmayan en tehlikeli aşı." ifadelerini kullandı.
'Mikrop aşıdan hızlı koşuyor'
Virüsün sürekli mutasyona uğradığını belirten Abdurrahman Dilipak, sözlerini şöyle tamamladı: "Öte yandan aşı olmanın bir mantığı yok. Zaten aşıyı altı ayda hazırlıyorsunuz, siz aşıyı hazırlayana kadar mikrop mutasyona uğruyor. Varyantları ortaya çıkıyor. Anlayacağınız mikrop aşıdan hızlı koşuyor. O zaman hangi aşıyı olursanız olun sadece zararı var. Yani hangisini olursanız olun bu koronavirüs belasından kurtulmadıkça, bu aşı belası mikroptan daha büyük bir bela."