Vahşetin yıldönümü
Yeni Zelanda’da cami katliamının yıldönümü: Saldırı ırkçılara ilham oldu, nefret suçu arttı
15 Mart 2020 Pazar 13:06
Yaptıklarının sorumluluğunu kabul etmeyen Tarrant’ın haziran ayında 92 ayrı suçtan hakim karşısına çıkarılmasına karar verilmişti.
Saldırının hemen ardından Müslüman toplumla yakın dayanışma içinde bulunan ve yarı otomatik silahların yasaklanmasını sağlayan Başbakan Jacinda Ardern bu konuda dünya liderlerine örnek olmuştu.
Ancak diğer taraftan toplumdaki Müslüman liderler, aktivistler ve uzmanlara göre, bu saldırı aşırı sağcı milliyetçiler ve göçmen karşıtı hareketlere de ilham oldu.
Söz konusu grupların katliamın ardından gerek internette gerekse sosyal hayatta daha aktif hale geldiği belirtildi.
Reuters’a konuşan Yeni Zelanda İslam Kadınlar Konseyi’nden Anjum Rahman, “Bu saldırı nefreti yaymak isteyenleri kesinlikle cesaretlendirdi” dedi.
Konseyin Yeni Zelanda’da Müslüman kadınlara yöneltilen tehditlerdeki artış ve aşırı sağın yükselişine dair geçen yıl hükümete birçok kez uyarılarda bulunduğunu ifade eden Rahman, son zamanlarda yaşanan bir hadiseyi de hatırlattı.
Katliamın yıldönümüne sadece günler kala, kar maskeli bir kişinin saldırıya uğramış camilerden birinin önünde verdiği tehdit içerikli video, şifreli uygulamalarda dolaşmaya başladı.
Bir sosyal medya mesaj uygulamasında paylaşılan görüntünün polise bildirilmesi üzerine 19 yaşında bir genç gözaltına alındı.
Yerel medyada çıkan haberlere göre, zanlının Christchurch saldırısından aylar sonra Temmuz 2019’da kurulan “Action Zealandia” adlı beyaz üstünlük yanlısı grupla bağlantısı olduğu belirtildi. Grubun internet sitesindeyse “Avrupalı Yeni Zelandalılar için bir toplum inşa etme” hedefi dikkati çekti.
Saldırgan Brenton Tarrant suçlamaları kabul etmiyor (Reuters)
Uzmanlar ülkede azınlıklara yönelik çok sayıda tehditten sadece biri olan bu son olayın, geçen yıl 15 Mart’ta beyaz üstünlük yanlısı bir ırkçı tarafından gerçekleştirilen cami katliamının ardından nefret suçu ve yabancı düşmanlığındaki artışın işareti olduğunu söyledi.
Diğer taraftan Reuters’ın haberine göre, Yeni Zelanda Güvenlik İstihbarat Genel Müdürü Rebecca Kitteridge, Ardern’in başkanlık ettiği bir parlamento komitesinde geçen ay verdiği ifadede, “Bu saldırı (Christchurch) bazı insanlara cesaret verdi, kimilerine de ilham oldu. Tablo hala epey değişken. 15 Mart öncesine kıyasla, aşırılık yanlısı görüşlerini ifade eden çok daha fazla kişi olduğuna dair bilgi sahibiyiz. Saldırının bizzat etkisi de var” dedi.
“Zorbalık, taciz ve ayrımcılığa bir ulus olarak karşı koymalıyız”
Bu arada Ardern cuma günü katliamın yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, silahlı bir adamın iki camide 51 kişiyi öldürmesinden bu yana Yeni Zelandalıların Müslüman toplumuyla daha fazla bir arada olduğunu söyledi.
Başbakan, “Fakat bizim için zor olan; günlük eylemlerimizde ve zorbalık, taciz ya da ayrımcılığı her görüşümüzde buna bir ulus olarak karşı koyacağımızdan emin olmaktır” diye ekledi.
Ancak sonraki açıklamasında Christchurch'deki Horncastle Arena'da pazar günü yapılması planlanan ulusal anma töreninin iptal edildiğini açıklayan Ardern, yeni tip koronavirüsün toplum içinde henüz yayılma göstermediğini fakat Yeni Zelandalıların sağlığını korumaya yönelik tedbir amaçlı böyle bir alındığını söyledi.
Törene ülke dışından ve içinden binlerce insanın katılmasının beklendiğini hatırlatan Ardern, “Bu pragmatik bir karardır. İptal ettiğimiz için çok üzgünüz ancak böyle korkunç bir trajediyi hatırlarken topluma daha fazla zar verme riskine giremeyiz. Ülkenin farklı bölgelerinden ve denizaşırı ülkelerden seyahat eden insanlar katılacaktı, bunlardan birinde virüs olsa, o kişiyle temas edenleri takip etmek zor olacaktı, bu yüzden temkinli bir yaklaşımda bulunduk” ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte bazı Müslümanların Nur Camisi’nde bir araya gelerek katliamda yitirdiklerini andıkları görüldü. Bazı Yeni Zelandalılar da ölenlerin anısına cami girişine çiçekler bıraktı.
Reuters, AFP, AA