Taliban'ın kurucusu Molla Muhammed Ömer kimdir?
Biyografi | Ölümünün 7'nci yılında Taliban'ın kurucu lideri Molla Muhammed Ömer kimdir?
23 Nisan 2020 Perşembe 14:41
Afganistan'ın güneyinde, 1960 yılında doğan Molla Muhammed Ömer’in dünyaya geldiği yer, ülkede Peştunların kalesi niteliğindeki Kandahar ili.
Kandahar’ın Hakriz ilçesine bağlı Çah-i Himmet köyünde doğan Molla Ömer, bir zaman sonra Afganistan devlet başkanlarından biri olacaktı. Afganistan’da seven, sevmeyen her kesimin saygı duyduğu bir isim haline gelen Taliban lideri, ülkenin tarihinde en önemli isimlerden biri konumunda.
Diyobend medreseleri
Afganistan’ın tanınan Peştun aşiretlerinden olan Hotak aşiretine mensup olan Molla Ömer’in çocukluk ve gençlik yılları bölgedeki çoğu Peştun’un hayatı gibi, sıkı bir medrese eğitimiyle geçti.
Dindar ve dini eğitim almış bir ailede doğan, 5 yaşında babası vefat eden Ömer, Kandahar'ın kuzey komşusu olan Uruzgan ilinde, kendileri de medrese eğitmeni ve “Mevlevi” olan iki amcasının himayesine girdi.
Diyobend ekolüne bağlı bu medreselerden birinde, Uruzgan şehrinde ilk eğitimini aldı. Bu eğitim, savaş sırasında da devam edecek ve Muhammed Ömer “Molla” sıfatını kazanacaktı.
Sovyet işgali ve direniş
Afganistan’da Molla Ömer ile aynı tarihlerde doğan neslin tümünün hayat hikayelerinde bir ortak dönüm noktası vardır; Sovyetler Birliği işgali.
1978 yılındaki Komünist darbe ve 1979 yılında başlayan işgal, Molla Ömer’in de hayatını tamamen değiştiren bir çığır açtı. Bazı kaynaklara göre 1979 yılında Pakistan’a, Camia Ulum el İslamiyye’de okumaya giden Ömer, 1980 yılında bölgede tüm gençleri celp eden mücadele heyecanına ortak olacaktı.
Sovyetler Birliği’nin Afganistan’a girmesinden sonra Uruzgan’ın merkezi Tarinkot’a ailesiyle birlikte geri döndü. 20’li yaşlarının başında, bölge halkı tarafından teşkil edilen direniş gruplarından biri olan Hareket-i İnkılab-ı İslami’ye (İslami İnkılap Hareketi) katıldı. Kandahar ve çevresinde Sovyet karşıtı direnişe katılan binlerce medrese talebesinden biri olan Muhammed Ömer, çok sayıda çatışmaya katıldı. 1983 yılında çatışmaların devam ettiği Kandahar’ın Meyvand ilçesine geçti.
Taliban’ın yayınladığı biyografiye göre Molla Ömer’in en çok kullandığı silah bir roketatar çeşidi olan “RPG-7” idi. Kandahar’daki birçok cephede savaşan Ömer, cephe komutanlığı görevi de yürüttü. Girdiği çatışmalarda 4 kere yaralanan Molla Ömer, Kandahar’ın Pencvay bölgesinde 1987 yılında girdiği çatışmada bir gözünü kaybetti.
Bölgedeki çoğu Peştun’da rastlanmayan bir özellik olarak, akıcı bir Arapçası olan Molla Ömer’in, küresel cihat yanlısı hareketin birçok üst düzey ismiyle de Pakistan’da tanışmış olduğu ifade ediliyor. Pakistan sınırının öte yanındaki Kuetta ve Karaçi gibi şehirlerde de vakit geçirdiği ifade edilen Ömer, bu yıllarda Abdullah Azzam ve Usame bin Ladin gibi isimlerle tanışarak ilişkiler kurdu.
Taliban’ı oluşturan düzlem
Molla Ömer askeri kariyerinin ilk bölümüne, Sovyetler Birliği’nin çekildiği ve Komünist rejimin yıkılmaya yüz tuttuğu 1991 yılında nokta koydu. Bu yıllarda Sovyetler’e karşı savaşan grupların arasında kanlı bir iç savaş yaşanmaktaydı. Taliban’ı ortaya çıkaran ve Molla Ömer’i günümüzdeki meşhur “Molla Ömer” haline getiren şartları anlamak için, bu yıllara dair iyi bir bakış açısına sahip olmak gerekir.
Molla Ömer'e (solda, ayakta) bağlılık yemini edilen törende çekildiği ifade edilen bir fotoğraf
Sovyetler Birliği’nin Afganistan’dan çekildiği ve Komünist rejimin çökmeye yüz tuttuğu bu düzlemde, birçok mücahit grubun birbirine girdiği bilinir. Öyle ki birçok yerleşim alanı bu iç çatışmalarda şahit olmuş, binlerce kişi ölmüş, Afgan halkının Sovyetler Birliği’ne karşı kazanımları tehlikeye girmiştir. Savaş ağaları gücünü artırarak yerel bazda güçlenmiş ve halka baskı uygulamaya başlamıştır. Yollara kurulan kontrol noktaları, savaş ağalarının keyfi hareketleri, halkın çaresizliği gibi etkenler, Taliban gibi bir hareketin doğumuna yol açmıştır.
Bir “ıslah hareketi”
Molla Ömer’in öncülüğünde Taliban’ın teşkil edilişine dair farklı rivayetler vardır. Bunlardan biri, bölgede çocuk istismarıyla bilinen bir savaş ağasının, Molla Ömer öncülüğündeki medrese talebeleri eliyle devrilmesidir. Anlatılana göre yaklaşık 50 medrese talebesi savaş ağasını öldürerek bir tankın namlusuna asmış, sokaklarda gezdirmiştir. Bu hareket daha sonra Kandahar geneline yayılmış ve ülkeyi etki altına almıştır.
Taliban’ın yayınladığı Molla Ömer biyografisi, hareketin kuruluşunun çok daha sistemli ve bilinçli olduğunu ortaya koyuyor. Taliban’a göre Molla Ömer, iç savaşın getirdiği sıkıntılar nedeniyle bir çözüm arayışında iken bu yapılanmayı teşkil etti. Kandahar’ın çeşitli yerlerinde yapılan toplantılar ve bölge alimlerinin Molla Ömer’e harekete geçme çağrısı yaparak tabi olması, Kandahar ile başlayıp tüm ülkeyi etkisi altına alacak bir hareketin temelleri attı. Ülkede yaşanan kaos atmosferine karşı bir “ıslah hareketi” olarak doğan Taliban’ın kurucu lideri Molla Ömer, ıslah hamleleri nedeniyle halk nezdinde saygıyla anıldı.
“Mü’minlerin Emiri”
Taliban’ın ülkenin tüm illerinde ilerleyişi sürerken, “Afganistan İslam Emirliği” ilan edildi ve Molla Ömer “Mü’minlerin Emiri” sıfatını kazandı. Molla Ömer, Kandahar’da Hz. Muhammed’e ait olduğu belirtilen hırkayla düzenlenen törende, 1500 İslam aliminden biat aldı ve bu sıfatı kazandı.
25 Haziran 1994 tarihinde hareketin temeli atılırken, 4 Nisan 1996'da alimler ve yerel liderlerden oluşan bir heyet, Molla Ömer'e "Müminlerin Emiri" sıfatıyla bağlılık yemini etti.
Zamanla Taliban, ülkenin büyük bir kısmını hakimiyeti altına aldı.
1996’da Kabil Taliban’ın eline geçerken, Molla Ömer de uluslararası anlamda Afganistan’ın lideri olarak tanınmaya başlandı. Kabil ele geçirildikten sonra Taliban, "Afganistan İslam Emirliği"ni ilan etti.
Molla Muhammed Ömer, kendisiyle röportaj yapmak isteyen gazetecilerden, görüşmeler düzenleme amacıyla ülkeye gelen diplomat ve siyasilerden uzak bir hayat yaşadı. Liderliği süresince yalnızca iki kere başkent Kabil’e gitti, vaktini Kandahar’da geçirdi.
Kameraların odağından uzakta
Yönetim esnasında Molla Ömer, medyatik olan ve göz önünde bulunan bir lider olmadı. Müslüman olmayan kişilerle neredeyse hiç görüşmeyen Molla Ömer’in, birkaç poz hariç fotoğrafı da hiç bulunmuyor. Taliban’ın elinde Afganistan, tartışılan çokça uygulamaya sahne olsa da, Molla Ömer ne bu konular hakkında basın ve kamuoyu önüne çıktı, ne de tepki çeken uygulamalarından bir geri adım attı.
Molla Ömer'in bilinen fotoğraflarından biri
11 Eylül saldırıları ve Usame bin Ladin’in, Molla Ömer’in kesin tavrıyla ABD’ye teslim edilmemesi, Taliban liderinin hayatında bir başka dönüm noktası oldu. Ülkeye yönelik ABD işgali Taliban hükümetinin yıkılmasıyla sonuçlanırken, kendisinin de yaklaşık 5 yıl süren ülke liderliği pozisyonu sona ermiş oluyordu. Molla Muhammed Ömer için bu tarihten sonra bir gerilla hareketinin liderliği serüveni başladı.
“Afganistan’ı terk etmedi”
Batılı kaynaklara göre Molla Ömer, ABD müdahalesi sonrası bir süre Afganistan’da kaldıktan sonra Pakistan’a geçti. Ancak Taliban, Molla Ömer’in hiçbir zaman Afganistan’ı terk etmediğini ifade ediyor. ABD müdahalesinden sonra toparlanma ve karşı saldırılar düzenleme sürecine giren Taliban’ın hamlelerinde Molla Ömer’in önemli rolü vardı. Molla Ömer’in iki dudağı arasından çıkan birkaç kelimeyle, ülke çapında saldırılar düzenlemek için hazır bekleyen binlerce Taliban mensubu, ülkede ABD güçlerine karşı savaşı sürdürdü. Bu yıllar ve devam eden yıllarda ABD ve Kabil hükümeti, başına 10 milyon dolar ödül koyarak Molla Ömer’i arasa da bulamamıştır.
Molla Ömer'in ise bölgede kalmaya devam ettiği bilinmektedir. Ölümünün ardından, Molla Ömer'in Afganistan'ın Zabul ilinde yaşadığı evin fotoğrafları da basına servis edilmiştir:
Ölümü
Taliban’ın kurucu lideri Molla Ömer’in ölümüne dair birçok haber çıksa da bunlar hiçbir zaman doğrulanmamıştır. Molla Ömer’in hiçbir zaman bulunamaması, “aslında Molla Ömer diye bir kişi yok” söylentilerine dahi sebep olmuştur. Geçen 15 yılın sonunda Kabil hükümeti, 29 Temmuz 2015 tarihinde Molla Ömer’in ölümünü duyurmuş, Taliban da bir süre sonra bunu doğrulamıştır.
Açıklanan bilgiye göre 24 Nisan 2013 tarihinde vefat eden Taliban liderinin ölümü bir süre gizlenmiştir. 2 yıldan uzun süre boyunca bu ölümün duyulmaması, Taliban’ın ABD’ye karşı bir istihbarat ve enformasyon başarısı olarak yorumlanmıştır.
Kaynak: Mepa News