SURİYE'NİN GELECEĞİ KARANLIK GEÇMİŞİ GİBİ.
15 Şubat 2020 Cumartesi 03:08
Herkes Türkiye ile Rusya'nın tavrını merak ediyor. Türkiye ne zaman Rusya ile masaya otursa Nasrettin hoca fıkrası misali bir çift fil daha alıp geri geliyor.
Birileri Rusya ile yapılan anlaşmaların başarı olduğunu halka inandırmaya çalışıyor ancak her seferinde işin sonu Türkiye ve Suriye halkı açısından hüsranla bitiyor.
Madem rest çekiyoruz o halde gereğini yapmalıyız. Ya da kafa tutmaktan vazgeçmeliyiz.
Güven Kaybediyoruz
BarışPınarı hareketi hareket olarak hızlı giderken bir anda neden durdu, yada durduruldu ?
Barış pınarı , Fırat Kalkanı , Zeytin Dalı Bölgelerindeki yerel silahlı unsurların halka yaptığı haksızlıklara ceza verilmemesi birilerinin haksız kazanç elde etmesi buralarda yerel halkı gerdi, Türkiye ye dönük güveni kırdı.
Şimdi idlipte adı olan kendi olmayan Astana ve Soçi süreçlerinin akıbeti merak ediliyor.
Türk askeri idlib bölgesine girdi ama halkı Esed İran ve Rusya bombardımanından, yakıcı işgalden koruyamadı.
Bu durum Suriye askeri cenahında Türkiye - Rusya anlaştı ve Suriye kısım kısım teslim edilecek algısına sebep oldu. Mahalli olan askeri guruplar yavaş yavaş cepheleri terk ederek silah bıraktılar.
Askelerimizin Rusya İran esed ortaklığında şehid edilmesine karşılık Türkiye'deki insanlar ve Suriyeli muhalifler sert müdahale beklerken gerçekleşen yoğun sevkiyata rağmen ortaya net tavır ve etkin mücadele konulamadı. Rusya ile görüşmelerin devam ettiği, anlaşmaya varılabileceği yönünde haberler sahada morali sıfırlayın etken oldu.
Askerlerimiz Kuşatma Altında
Türk askerlerinin muhasara altında kalması ve Türkiye'nin operasyonel yetersizliği direniş cephesi ile varolan organizasyon yetersizliği yaşanan kaybın başlıca faktörleri oldu.
Her şeye rağmen Rus organizasyonundaki Esed İran ve Rus koalisyonu köyleri almaya devam ediyor.
Bu belirsizlikler ve acziyet doğal olarak iç kamuoyunda da hükümete güven kaybı olarak dönecektir.
Dışişleri Bakanı'nın Türkiye ve Rusya görüşüyor, gerekirse Başkanlık düzeyinde görüşülecek açıklaması sahada moral dengesini alt üst eden gelişme oldu..
Biz Rusya ile görüşeceğiz derken Rus kanadı vurmaya, ilerlemeye devam etti. Bu adeta Putin'e elin daha güçlü olsun avansı gibiydi.
Neden Suriye'deyiz ?
İç kamuoyunda maalesef Türkiye'nin neden Suriye'de olduğu yeterince anlatılamadı, anlatılamıyor. Esed, İran, Rus yanlısı sözde uzmanlar, Türkiye Rusya ile anlaşarak Esed'e bölgeyi teslim etmeli anlayışını yerleştirmeye çalışıyor.
Tv kanallarında baskın olarak çıkarılan Türkiye Esed'le barışıp bölgeden çıkmalı diyen sözde uzmanlar, zaten mevcut hükumetin her yaptığına karşı çıkan koroya mensup kişiler.
Hasılı kelam endişe verici olan şey Suriye'de savaşla geçen senelere rağmen Türkiye nasıl hareket edecegine hala karar verememiş olmasıdır. Verdiği zannedilen kararlar sürekli değişti . Buda sahada sürekli kaybetmesini getirdi. Saha denklemi bu sebeple Türkiye'nin değil farklı ülkelerin çıkarlarına göre hareket şekillendi. Elbette nihai fatura Receb Tayyib Erdoğan'a kesilecek.
Yol Ayrımındayız
Şimdi son dönemeçteyiz.
Türkiye bir karar aşamasında ya ağır bedeller ödeyerek ağır anlaşmalar yaparak Suriye'den çekilecek, ya da kendi bugüne kadar çizemediği yol haritasını çizecek.
Bugünün dönüşü yok.
Rusya, İran ve Esed'le anlaşılsa da yarın sınırlardan gelen daha büyük sorunlarla boğuşmak zorunda kalacağız.
Sahadaki askerin durumu Türkiye ye şehid cenazelerinin gelmesi kamuoyu tepkileri kendi içerisinde ayrı işlenecek konular.
Türkiye Rusya ile yapacağı görüşmeler için Başkanlık düzeyinde Rusya ya giderse zaten kaybetmiş olacak. Türkiye Başkanlık düzeyinde Rusyaya gitmemelidir. Hükümet kendi kitlesi başta olmak üzere halka suriyede neden var olması gerektiğini anlatmalıdır.
Barış pınarı dahil yarım kalan işlerini/operasyonlarını tamamlamaya başlamalıdır.Türkiye İdlib , Bayır-Bucak, Türkmendağı , Halep operasyonları için muhalifleri organize etmeli ve yoluna devam etmelidir.
Aksi takdirde bugün olmazsa yarın savaş Hatay, Gaziantep Şanlıurfa'da başlar. Savaşı Topraklarımızda gördüğümüzde herşey için çok geç olacak.