Rus uçakları, Türkiye sınırına üç kilometre uzaklıkta yer alan Bab el-Hava bölgesine 21 Mart Pazar günü saldırı yapmıştı. Bombardıman sonrası Rusya'nın "terör merkezi vuruldu" açıklamasına rağmen tüp dolum tesisi, ticari malzeme taşıyan tırlara ait garaj ve yerel insanî yardım derneği depolarının hedef alındığı ortaya çıkmıştı. Saldırıda hayatını kaybedenler arasında dokuz yaşındaki Hasan Haneş de bulunuyordu. Türkiye gazetesi, İdlib’de Hasan Haneş’in ailesinin yaşadığı evi buldu ve aile gözyaşları içinde saldırıyı anlattı.

YÜREĞİM BİR BAŞKA YANDI
Haneş ailesi İdlib’e bağlı Maaret en-Numan bölgesinden 2019 yılının son aylarında artan Esad-Rus-İran ittifakının saldırıları sebebiyle Türkiye sınırına sığındı. İdlib’e bağlı Hazzano köyünde kalan baba Ahmet Haneş o günleri “Ölmek ya da evimizi, ocağımızı terk etmekten gayrı seçeneğimiz kalmamıştı” diye anlatıyor. Ahmet Haneş “Hayatımda hiç tatmadığım çok büyük bir acı, yüreğim bir başka yandı” dediği oğlunun ölümü ile ilgili ise şunları söyledi: Rejim ve ortaklarının son saldırısına kadar yedi çocuğumla birlikte ata diyarımız Maaret en-Numan’a bağlı Babila köyünde yaşıyorduk. Savaşın bizim bölgemizde yoğunlaşması ile her şey değişti. Maaret en-Numan’da hemen her nokta bombalanıyordu ve ailemi korumak için Türkiye sınırına göç ettim. Burada altı yaşındaki oğlumun kanser olduğunu öğrendik. Oğlum, tedavi için annesi ile Türkiye’ye gitti. Mart’ın 26’sı eşimin doğum günüydü. Uzun zamandır annesi ile yalnızca telefonla konuşuyorlardı. Hasan da doğum günü için annesine sürpriz yapmak istiyordu. Annesinin sevdiği şeylerin yer aldığı hediye sandığı hazırlamaya başladı. Sandığı Türkiye’ye göndermek için, Rus uçakların vurduğu bölgeye gitmişti. Bana hep ‘Bu günler geçecek, baba ben size bakarım. Sizi bombalardan korurum’ derdi. Türkiye’ye gitmek, annesini ve kardeşini görmek istiyordu. Annesini göremeden öldü.

CANSIZ BEDENİNE SARILDI
Hasan’ın ölüm haberini alan ve acil dönüş yapan anne Fadha Adnan er-Ragheb ise “Bombalama olayını duyduğumda içime bir sızı çöktü. Sonra ailem aradı ve acilen Suriye’ye dönmemi istedi. Buraya geldiğimde ise Hasan’ın cansız bedenine sarılmak mecburiyetinde kaldım. Onu kucakladım, uzun uzun sarıldım. Yaklaşık bir senedir Türkiye’de olduğum için göremiyordum. Son görüşmemiz de böyle oldu. Anne yüreği başka sızlar. Ama takdir böyle imiş, Allah kerim” diye konuştu.

Türkiye Gazetesi