Referans Medya

Doğu Türkistanlılar'ın Çin Konsolosluğu'ndaki direnişine Özgür-Der'den destek

Çin Komünist yönetiminin Doğu Türkistan soykırımına yönelik protesto devam ediyor.

13 Ocak 2021 Çarşamba 00:22

Doğu Türkistanlılar'ın Çin Konsolosluğu'ndaki direnişine Özgür-Der'den destek

Referans Medya

 Çin zulmünü protesto amaçlı Çin'in İstanbul Konsolosluğu'nda nöbet tutan Müslüman Türklere Özgür-Der tarafından destek verildi. 

Türkiye'ye sığınan Doğu Türkistanlılar, haber alamadıkları aile üyeleri, kamplardaki insanlık dışı şartları tüm dünyaya duyurmak adına eylem süreci başlattı. Farklı isimlerin destek ziyaretinde bulunduğu Konsolosluk eylemine Özgür-Der  yöneticileri de ''Yanınızdayız'' sloganı ile sahip çıktı.

İnsanım diyen herkes karşı çıkmalı

Haksöz Haber'de yer bulan bilgilere göre Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Yönetim Kurulu Üyesi Hülya Şekerci, Gazeteci yazar Kenan Alpay, Gazeteci yazar Adem Özköse ve Doğu Türkistanlıları temsilen Mirza Ahmet destek eyleminde birer konuşma yaptı. Grup Yürüyüş solisti Mehmet Ali Aslan da Güzel Türkistan türküsü ile eyleme katkıda bulundu.

Gösteride ilk konuşmayı Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya yaptı. Kaya konuşmasında şunları söyledi:

“Günlerdir direnen Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin Çin zulmüne yönelik yaptığı eyleme destek vermek için geldik. Sürdürülen sessizlik duvarını yıkmak ve kardeşlerimizin sesini duyurmak için buradayız. Bütün dünyanın gözleri önünde devam eden Çin zulmü insanım diyen herkesin karşı çıkmasını gerektiren elzem bir durumdur. BM'nin 1948 tarihli Soykırım Sözleşmesine göre bir halkı toptan imha etmek ya da onları etnik veya dini kimliklerinden ötürü zor şartlarda yaşamaya, kimliklerini tahribe yönelmek, çocuklarını alıkoymak soykırımdır, jenosisdir.

ridvan-kaya-009.jpg

Yüzlerce yıldır süren soykırım

Çin, yüzlerce yıldır Müslüman kardeşlerimizi asimile etmeye yani soykırıma tabi tutmaya çalıştığını bir şekilde gösteriyor. Çin, soykırımını eğitim olarak lanse edip bahane bularak meşrulaştırmaya çalışıyor. Bu insanları eğittiğini iddia eden Çin, insanları bir makinenin parçaları olarak görüyor. Üretim endeksli insanlar olarak. Doğu Türkistanlıları asimile etmeye çalışan Çin’in zihniyeti, bize asıl eğitilmesi gerekenin kim olduğunu da çok açık bir şekilde gösteriyor. Çin’in askeri, ekonomik ve siyasi gücü var bazı ülkelerden bundan korktukları için Müslümanların mağdur edilerek baskılanmasına karşı seslerini çıkarmıyorlar. Onlara şunu hatırlatıyoruz, Doğu Türkistan’da Çin’in yaşattıklarının benzerleri dünyanın birçok yerinde yaşandı, Avrupa’da Naziler kendilerine benzemiyor diye insanları toplama kamplarına alıp onlara zulüm ederek öldürdüler.

Bu onursuzluktur

Naziler de güçlüydü, dünyayı titretiyordu. Aynı bugün Çin’in dünyayı korkutması gibiydi. Ama bugün baktığımız zaman bütün dünya ve insanlık vicdanı Nazileri, Nazilere destek olanları ve Nazilere sessiz kalanları lanetle anıyor. Dolayısıyla bugün birilerinin güçlü görünmesi onların yaşattıkları zulümlerin görmezden gelinmesini beraberinde getirmemeli. Bu onursuzluktur. Bu insanlık suçudur. İnsanların özgürlük ve adalet taleplerini görmezden gelmektir. Bizler inanıyoruz ki Nazilerin kampları, Sovyetlerin Gulatları, Kızılkımerlerin kampları gibi insanlık tarihine utançla geçen zulümlerden birisi gibi olan Çin zulmü bir gün bitecek. Ve Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz yüzlerce yıldır yaşadıkları topraklarda özgürce yaşamaya devam edebilecek. Rabbimizden bugünlerin geleceği günü bizlere göstermesi için dua ediyoruz. Ve Rabbimizden direnen kardeşlerimizin dirençlerini yükseltmesini ve onların bu direnişlerini başarıya ulaştırması için dua ediyoruz.”

hulya-sekerci-002.jpg

Çin zulmünü ortaya çıkarıyorsunuz

Rıdvan Kaya'nın ardından Özgür-Der Yönetim Kurulu Üyesi Hülya Şekerci mikrofonu aldı ve şunları söyledi:

“Çin zulmüne karşı canlarını ağzına takıp burada bulunan Doğu Türkistanlı kardeşlerimin onurlu davranışlarını selamlıyorum” dedi.Şekerci konuşmasına şöyle devam etti, “Kamuda bilinçlilik oluşturmaya çalışan herkes bir şekilde ajanlar tarafından ölümle tehdit edilmekte. Ancak görüyoruz ki burada fedakârca bulunan siz değerli insanların sayısı az gibi görünse de oldukça değerli ve takdire şayan. Çin’in zulmünü ortaya çıkaran sizlerden Allah razı olsun. Günlerdir burada direnişinizi sürdürüyorsunuz ve gerçekten önemli bir durum. Çin zulmünün kamuoyunda gündeme gelmesinde oldukça büyük sıkıntılar var. Burada bulunan tüm Doğu Türkistanlılarla görüştüm ve en temelde sorunun ne olduğunu çok net bir şekilde pankartlarında da görebileceğiniz gibi “Babam nerede?”, “Kardeşim nerede?”, “Eniştem nerede”, “Ailemi geri verin?”… buradaki en temel sorun ‘nerede?’ Yani aile üyelerimiz öldüler mi? Kayıplar mı? Faili meçhuller mi? Kayıp mı ettirildiler? Şu an işkence altındalar mı? Çalıştırılıyorlar mı? Kamplarda mı tutuluyorlar? Temel sorunu görebiliyoruz Çin insanların aile üyelerini baskı altına alıyor, kayıp ettiriyor, kamplara alıyor ve geride kalanları umursamıyor? Çin bütün bunları dünyanın gözü önünde gerçekleştiriyor.

Merkez medyanın duyarsızlığı acı bir durum

”Gazeteci Adem Özköse ise konuşmasında ana akım medyanın suskunluğun eleştirdi ve, “Merkez medyanın burada olmaması acı bir olaydır. Buraya gelip destek olamıyorlarsa, hiç değilse Doğu Perinçek denen Çin destekçisini kanal kanal dolaştırmasınlar. 17 gündür burada yağmurun çamurun altında nöbet tutan, ailelerini isteyen kardeşlerimizin mücadelesini tebrik ediyorum. 17 gün direndiler ve bu direniş ilk meyvesini verdi. Çin Konsolosu kardeşlerimizle görüşmeyi, dilekçe almayı kabul ettiler. Kardeşlerimiz, aileleri özgür olana kadar direnme kararı aldılar. Ailelerinin seslerini duymak istiyorlar." ifadelerini kullandı.

adem-ozkose-002.jpg

Sesimizi duyun

 Bir diğer konuşmacı Mirza Ahmet'in sözleri ise “Binlerce mazluma kapısını açan Türkiye Cumhuriyeti devletinden Doğu Türkistan'a da sahip çıkmasını istiyoruz. Siz kardeşlerimize güvendiğimiz için burada eylem yapıyoruz, sesimizi duyun ve zalim Çin'e sesimizi duyurun. İnsanlık adına bu zulme dur deyin!” oldu.

uygurlu.jpg

Zulümle abad olunmaz

 Gazeteci yazar Kenan Alpay ise en son söz alan isim oldu:

 ''Çin kendince de Uygur kardeşlerimizi medenileştireceğini zannediyor. Gerçekleştirdikleri bütün işkenceler gaz odaları olmaksızın devam ettiriliyor. Bir de gaz odaları olsa Nazilerle durumu eşitleyecekler! Ancak biz sadece Nazilerin zulümlerini değil Stalin’inkileri de hatırlayalım bugün Çin’in zulümleri de bir zamanlar başka coğrafyalarda geçekleştirilmişti. Bugün o günleri hatırlayanlar kıvanç değil utanç duyuyorlar. Çin’deki bu zulme karşı da bir gün utanç duyacaklardır elbet ancak çok geç olmadan Çin’deki zulme ses verilmeli. Çin devasa nüfusuna ve gücüne güvenerek zannediyor ki ben bütün dünyayı esaret altında tutabilirim, utanç verici siyasetlerime, eziyetlerime devam edebilirim. Oysa zulüm ile abat olunmaz, olunmayacaktır.  Ve bizlerde asla ve kat’a Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi Çin’in zulmüne terk etmeyeceğiz.

kenan-alpay-004.jpg

Çin adına faaliyet yürüten karanlık örgütler var

“Son dönemlerde Çin adına hareket eden, istihbarat faaliyetleri yürüten, Çin adına PR faaliyetleri yapan bir takım karanlık örgütler, ajanlar, Doğu Türkistan üzerine aynı fabrikanın ürünleri olan sloganları tekrarlayarak faaliyetlerde bulunuyorlar. Bu karanlık örgüt Türkiye’de 60 yıllık geçmişinde cuntaların tetikçiliğini, Şeytan Ayetleri adlı eserin tercümanlığını, Esed rejiminin kimyasal katliamlarının avukatlığını, Bosna’da Müslüman kadınlara tecavüz eden askerleri komuta eden Karadziç ve Miloseviç’in avukatlığını yapmış Doğu Perinçek’in bu ülkede hiçbir karşılığı yoktur. Olsa olsa Pekin yönetiminde Doğu Perinçek’in karşılığı vardır. Ve isterlerse biz Doğu Perinçek ve avanesini buradan kargoya verip Pekine gönderebiliriz. Burada Çin ve Rusya’nın sözcülüğünü yapan Perinçek’i tek başına suçlamayalım, onu ekranlara taşıyan arkadaşlarda utanmalılar. 

Sabrın sonu selamettir. İzzetini, iffetini, hakkını ve hukukunu korumak için mücadele eden bir kişi de değerlidir, o bir kişini sesi de değerlidir. Rabbimiz katında, insanlık nezdinde ve tarihin şahitliğinde muhakkak surette karşılık bulacaktır. Ve zalimler inşallah pek yakında nasıl bir inkılapla devrilecektir bizde ona şahitlik edeceğiz.”

Güzel Türkistan

Grup Yürüyüş solisti Mehmet Ali Aslan programın sonunda Güzel Türkistan ezgisini söyledi. Özgür-Der eyleminde, “Doğu Türkistan halkı yalnız değildir”, “Çin zulmüne hayır, Türkistan’a özgürlük”, "Yaşasın Türkistan Kahrolsun Kızıl Çin", “Mazlumların safında, zulmün karşısındayız”, “Müslüman uyuma kardeşine sahip çık”, “İnsanlık onuru Çin zulmünü yenecek”, “Direnen Türkistan kazanacak”, “Toplama kampları kapatılsın”, "Üzülme, gevşeme Allah bizimle!", "Yaşasın ümmet dayanışması!"  sloganları atarken, ellerinde “Zulüm Çin’de de olsa karşı çık!”, “Çin zulmüne sessiz kalma”, “Katiller için yaşasın cehennem!”, “Türkistan’da Çin işkencesine son!”, “Katil Çin Türkistan’dan elini çek!” yazılı dövizler taşındı.

Facebook'la Yorumla

BENZER HABERLER