PKK/HDP’lilerin yaptığı 6-8 Ekim saldırılarının üzerinden 6 yıl geçti. Tarihte benzeri az görülen vahşetin sergilendiği saldırıların yıl dönümünde HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam değerlendirmelerde bulundu. Saldırıları sadece saldıranlar üzerinden değerlendirmenin doğru olmadığına vurgu yapan HÜDA PAR Genel Başkanı Sağlam, saldırıları; saldırganlar, azmettiriciler ve görevini yapmayan kolluk kuvvetleri olarak 3 unsur üzerinden değerlendirdi. Saldırıların vahşete dönmesindeki en büyük etkenin güvenlik güçlerinin görevini yerine getirmemesi olduğunun altını çizen Sağlam, güvenlik güçlerini karakollara kapatanların da hesap vermesi gerektiğini belirtti.
Saldırılara giden sürecin iyi okunması gerektiğini ifade eden Sağlam, “6-8 Ekim saldırılarını değerlendirmek için olayların evveliyatına gitmek lazım. O dönemde ‘çözüm süreci’ diye bölgeyi PKK unsurlarına terk eden bir çalışma vardı. Süreç, bölgeyi PKK’ye terk edilecek hal aldı. Biz o zaman da bunun çok yanlış olduğunu, PKK’nin silahla yaşadığını, nefes borularının silah namlularından geçtiğini, hayat damarının silah olduğunu ve bırakmayacağı uyarısında bulunduk. Biz yıllardan beridir bu yapıyı tanıdığımız için ‘çözüm süreci’ denen hususu sabote edeceğini ve asıl perde gerisinde farklı düşüncelerin olduğunu biliyorduk. Neticede 6-8 Ekim günlerinde Türkiye tarihinde daha önce hiç yaşanmamış vahşeti gördük. Öncelikle biz 6-8 Ekim olaylarına giden süreci iyi okumazsak 6-8 Ekim olaylarını da okuyamayız.” Dedi. Saldırıların planlı bir şekilde yapıldığına dikkat çeken Sağlam, özellikle bölgeyi Marksist ve Leninist bir örgüte terk etmek istemeyen insanların ve grupların, saldırılara maruz kaldığını söyledi.
“HER GÖRÜLEN SAKALLI KİŞİLER VE MESTURE BAYANLAR HEDEF GÖSTERİLEREK SALDIRILDI”
Amacın Kobani’deki IŞİD saldırıları olmadığına vurgu yapan Sağlam, “6-8 Ekim olayları derken sanki spontane gelişmiş bazı çapulcuların sokağa çıkması gibi algılanıyor. Biz hiçbir zaman bunu böyle değerlendirmedik. Bunun gerisinde küresel emperyalizmin oluşturduğu bir harita ve ajanda var, bunlar da piyon olarak ortaya atılmıştı. Evet, çoğu çapulcuydu, hiçbir kutsiyeti olmayan insanlardı ama nereye gideceklerini biliyorlardı, hedefleri belliydi. Bazı devlet dairelerine ve güvenlik güçlerine yönelik bir taşlama olduysa da özellikle Marksist ve Leninist bir örgüte bölgeyi terk etmek istemeyen insanlara ve gruplara yönelik saldırılar oldu. Sadece bizim 21 teşkilatımız kısmen ya da tamamen tahrip edildi, binlerce insan yaralandı, Diyarbakır’da 6 arkadaşımız hunharca şehit edildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.