Referans Medya
"Bu sözleşmeye katkı vermek geleceğe kurşun sıkmaktır" diyen SİDAR Başkanı Yılmaz'ın açıklamasında öne çıkan başlıklar:
KADEM'in desteği akla ziyan
Türkiye Aile Meclisi olarak “önce aile” sloganıyla üç yıl önce üç dernekle yola çıktık, bu haklı davamıza destek veren dernek sayısı bu gün itibariyle 3 bine çıktı.
Birçok ilin Sivil Toplum Kuruluşları İstanbul Sözleşmesinin kalkmasını talep eden ortak bildiriler yayınladılar.
Hükümete yakınlığı ile bilinen TÜGVA, TÜRGEV, ENSAR VAKFI, ÖNDER, İLİM YAYMA CEMİYETİ ve MUSİAD gibi Sivil Toplum Kuruluşlarının kalkmasından yana beyanatları olduğu halde KADEM’in bu sözleşmenin arkasında durması akla ziyandır.
Bu sözleşme neden iptal edilmeli ?
*Bu sözleşmenin şimdiye kadar bu topluma verdiği zarar dahi telafisi zor sosyal yaralar açmıştır.
*Bu sözleşmenin ne insanlığa ne de kadına yarar sağlayacak tarafı vardır.
*Bu sözleşme kadın ile erkeği kavga ettirip sözde rollerini değiştirerek insan fıtratına meydan okuyor. İstanbul Sözleşmesi ile "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" adı altında insanlık tarihi boyunca erkeğin ve kadının yaratılış gereği sahip oldukları vasıflara savaş açıldı ve Allah’a meydan okunuyor.
*Bu sözleşme “Cinsel Eğilimi” bir hak görüp eşcinselliği meşru hale getiriyor,
*Bu sözleşme; 12. Maddesinin 5. Bendine göre; örf, âdet, gelenek, sözde namus ve dinden gelen değerlerinin kökünün kazınmasını hedefliyor,
*Bu sözleşme aile bireyleri arasındaki münasebetleri baltalayarak Babanın kızını, kocanın eşini yanlış gördüğü bir konuda uyarmasını yasaklıyor,
*Bu sözleşmenin 3.maddesi gereği 18 yaş altı kız çocukları kadın olarak tarif edip, onlar için gayri meşru cinsel ilişkiyi bir hak olarak tanıyor.
*Bu sözleşmenin 14.maddesi gereği kadın erkek arasında meydana gelen bir anlaşmazlıkta aralarına hakem/uzlaştırıcı kimselerin girmesini yasaklıyor.
*Bu sözleşme “kadının beyanı esastır” düsturuyla erkeği küçük düşürüyor ve hukukta yeri olmayan bir haksız norm ortaya koyuyor.
*Bu sözleşme partner kavramıyla aile hayatımıza akla hayale gelmeyen bir aktör kazandırarak, eşinizin partnerine kızarsanız siz evden atılıyorsunuz diyor.
*Bu sözleşme en az çeyrek asır kadın erkeği tartıştırarak insanlığa gereksiz bir belanın kapısını açıyor.
*Bu sözleşme İstanbul gibi mübarek bir şehrin adına leke sürüyor.
Dolayısıyla bu sözleşmeden çekilmek, lazımdır, elzemdir, vaciptir, farzdır.
Sadece ülke olarak çekilmek yetmiyor, kökten değişmesi ya da adının değişmesi muhakkak gerekir diyoruz. Bu lekeyi ülkemizin, şehrimizin üstünden kaldırmak boyun borcumuzdur.
Sözleşmenin yol açtığı tehlikeyi farkedip vazgeçen ülkeler oldu
Bu sözleşmenin sakıncalarını fark eden duyarlı kimseleri tebrik ediyoruz,
Macaristan Meclisi Redetti
Rus lider Putin veto etti,
Ermenistan halkı uygulanmasın diye kampanya açtı.
Polonya bu tehlikeyi fark etti,
Ne ilginçtir ki, İngiltere kendisi uygulamıyor projelere destek vererek ülkemizde bu ifsadın yayılmasına yardımcı oluyor.
Duyarlı davrananları tebrik ediyoruz
Bu konuyu araştırtarak bu sıkıntıların varlığını fark eden ve “İstanbul sözleşmesi nass değil nush edilebilir” diyen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı
İstanbul Sözleşmesi “nasıl kabul edilmişse öyle de rededilir” diyen Ak Parti Genel Başkan vekili Numan Kurtulmuş’u
Canlı yayında “Bana ahlak dışı bir hayatın peşinde olan LGBT’lileri kabul ettirmezsiniz” diyen İç İşleri Bakanımız Süleyman Soylu’yu ve “Önce Aile” diyerek benzer tutma sahip tüm yetkilileri tebrik ederken, bu sözleşmenin devamından yana olan kimseleri kınıyoruz.
Bu sözleşmenin kadın erkek eşitliği ve kadına yönelik şiddeti önlemeyle alakası yoktur, kimse feministlerin hileli beyanatlarıyla oyuna gelmesin. Son günlerde sözleşmenin iptali gündeme gelince kimlerden ses çıktığını düşünürseniz bunun küresel bir savaş olduğunu göreceksiniz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.