Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, "Söz konusu anlaşmanın hedefi, Türkiye'nin bölgedeki rolünü sınırlayacak bir ittifak kurmak." dedi.
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında varılan normalleşme anlaşmasıyla Türkiye'nin bölgedeki rolünü sınırlandıracak bir ittifak kurulmasının amaçlandığını söyledi.
Heniyye, İstanbul'da basın mensuplarına yaptığı açıklamada, İsrail liderliğindeki bölgesel bir ittifak çerçevesinde varılan normalleşme anlaşmasının Filistin halkını sırtından vurduğunu ifade etti.
Bazı Arap ülkelerinin, Filistin meselesini ve halkını denklemin dışına çıkarmak için ABD'nin Yüzyılın Anlaşması planına paralel hareket ettiğini belirten Heniyye, söz konusu anlaşmanın daha fazla normalleşmeye kapı açacağı uyarısında bulundu.
"Söz konusu anlaşmanın hedefi, Türkiye'nin bölgedeki rolünü sınırlayacak bir ittifak kurmak." diyen Heniyye, Filistinlilerin buna karşı olduğunu dile getirdi.
Yüzyılın Anlaşması planı Filistin meselesini tasfiye ediyor
ABD Başkanı Donald Trump'ın sözde barış planının (Yüzyılın Anlaşması planı) Filistin meselesinin 3 temel ayağını ortadan kaldırmayı hedeflediğini kaydeden Heniyye şunları kaydetti:
"İlk olarak, Kudüs'ü İsrail'in bölünmez başkenti kabul ettiler ve siyasi denklemin hatta müzakere denkleminin dışına çıkardılar. İkinci olarak, Filistinlilerin dönüş hakkını yok saydılar ve bunu taraflar arasında görüşülmeyen bir mesele olarak kabul ettiler. Üçüncü olarak, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşim birimlerini yasallaştırdılar."
Bir ABD planı olan ilhak planının Filistin topraklarının yüzde 30-40'ının İsrail'e ilhakını öngördüğünü aktaran Heniyye, "Bu planların ne emrivaki yoluyla ne güç dengeleri ne de anlaşmalar kanalıyla hayata geçirilmesine izin vermeyeceklerini" ifade etti.
Heniyye, Yüzyılın Anlaşması planına "Filistinli gruplar arasındaki siyasi bölünmenin sona erdirilmesi, Arap ve İslam ülkeleriyle temasların artırılması, askeri başta olmak üzere her türlü direnişe başvurulması ve Filistin haklarından yana tavır sergileyen ve İsrail'in anlatısına karşı çıkan uluslararası toplum nezdinde harekete geçilmesiyle" karşı koyulması gerektiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistinli gruplar arasında uzlaşıdan yana
Heniyye, İstanbul'da basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uzun süredir Filistin-Filistin uzlaşısından yana olduğunu ve her defasında Filistin'de ulusal birlik konusunu dillendirdiğini belirtti.
Görüşmelerinden önce Erdoğan'ın Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'la bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini söyleyen Heniyye, "Erdoğan, Fetih ve Hamas arasındaki atmosferden duyduğu memnuniyeti bize iletti." ifadelerini kullandı.
Heniyye, Türkiye'nin uzlaşmanın sağlanması (Fetih- Hamas) ve bölünmenin sona ermesinde kendilerine verdiği destekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
İlerleyen günlerde Filistinli grupların genel sekreterlerinin bir araya geleceğini söyleyen Heniyye, grupların yöneticilerinin, ulusal bir program ve mücadele stratejisi geliştirme konusunu ele alacaklarını kaydetti.
Filistin davasının desteklenmesinde Türkiye ve Türk medyasının rolünden övgüyle söz eden Heniyye, " 70 yılı aşkın süredir Filistin halkının maruz kaldığı tarihi haksızlıklar karşısında Filistin halkının yanında yer alan Türkiye'ye takdir ve teşekkürlerimi sunuyorum." ifadelerini kullandı.
Gazze üç boyutlu bir savaşın içinde
Heniyye, Gazze'nin 2006'dan bu yana "siyasi düzeyde, demokratik seçimlerin sonuçlarının tanınmaması, insani ve ekonomik düzeyde İsrail'in uyguladığı abluka ve askeri düzeyde de İsrail'in saldırıları olmak" üzere üç boyutlu bir savaşa maruz kaldığını söyledi.
Heniyye, askeri boyutun amacının Hamas'a baskı kurarak onu kararlı duruşundan vazgeçirmek olduğunu ancak hareketin ilkelerine bağlı kaldığını söyledi.
Gazze'deki yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının durumu ve İsrail tarafına gönderilen "yanan balonlar" konularına da değinen Heniyye, sonuçları ve yansımaları ne olursa olsun Gazze ablukasının sonlandırılması gerektiğini ifade etti.
Kudüs konusuna da değinen Heniyye, İsrail'in Mescid-i Aksa'yı zamansal ve mekansal olarak bölme planı ve Harem-i Şerif'ten 50 dönümlük araziyi bölerek burada bir tapınak inşa etme çabaları olduğunu kaydetti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.