Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs'ta Anayasa Mahkemesi'nin laiklik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle, Din İşleri Dairesi‘nin Kur'an kursu açmasını yasaklaması ile ilgili olarak sert eleştirilerde bulundu.
"Anayasa Mahkemesi Başkanının yapmış olduğu açıklamayı kabul etmemiz mümkün değil. Laiklik anlayışı onların anladığı gibi değildir ve Kuzey Kıbrıs bir Fransa değildir" diyen Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın "bu yanlışından süratle dönmesi gerektiğini" ifade ederek, "dönmediği takdirde atacağımız adımlar da bundan sonraki süreçte farklı olacaktır, bunu da bilmeleri gerekir" ifadelerini kullandı.
Uluslararası alanda sadece Ankara tarafından tanınan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi tarafından alınan karara, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önce Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da tepki gösterdi. Twitter hesabından alınan kararı eleştiren Altun, bunun "ideolojik ve dogmatik bir aklın ürünü" olduğunu savunarak, "Laikliği bu denli sığ ve yanlış bir şekilde yorumlamak temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmaya yönelik bir adımdır" söyleminde bulundu:
Kuzey Kıbrıs Başbakanı Ersan Saner ise "Mahkemenin kararı ışığında gerekli yasal düzenlemeler yapılarak bu kurslara devletin ilgili bakanlık ve kurumları vasıtasıyla devam edilecektir. Kurslar doğal olarak Din İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenirken, Milli Eğitim Bakanlığı da uzman müfettişleri ile denetimlerini yapacak, kurslar sonunda verilecek belgeleri onaylayacaktır" açıklamasında bulunarak, kamunun Kur'an kursu açabilmesi gerekli olan kanuni değişikliğin yapılacağını bildirdi.
Anayasa Makemesinin kararı
Kuzey Kıbrıs Anayasa Mahkemesi, Hizmet Sendikası (HİZMET-SEN) tarafından açılan dava ile ilgili kararında, Din İşleri Dairesi'nin Kur'an kursu düzenlemesinin Anayasa'nın 1. maddesinde belirtilen "laiklik" ilkesine aykırı olduğuna hükmetmişti. Mahkeme ayrıca söz konusu Kur'an kurslarının işletilmesinin, Anayasa’nın 59. maddesinde yer alan, "Halkın öğrenim ve eğitim gereksinimlerini sağlama Devletin başta gelen ödevlerindendir. Devlet, bu ödevini, Atatürk İlkeleri ve Devrimleri doğrultusunda, ulusal kültür ve manevi değerlerle bezenmiş bir muhteva, çağın ve teknolojinin gelişmesine, kişinin ve toplumun istek ve gereksinimlerine yanıt verecek planlı bir şekilde yerine getirir" hükümlerine aykırı olduğunu bildirmişti.
DW
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.