Danimarka İslam Toplumu (DİT) Başkanı Mustafa İncikli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, camilerin yurt dışından ekonomik destek almasını sınırlayan yasanın kendilerini üzdüğünü ve tüm camileri zan altında bıraktığını söyledi.
İncikli, yurt dışından ekonomik destek alıp Danimarka'nın demokratik değerlerine zarar veren camilere yasal işlem yapılması gerektiğini ancak Danimarka’da böyle bir cami bulunmadığını ve bu tür suçlamaları kabul etmediklerini belirtti.
Camilerin faaliyet gösterebilmek için masraf ve giderlerini karşılaması gerektiğini vurgulayan İncikli, "Bu binaların bundan sonra giderleri ne olacak? Nasıl karşılayacaklar? Yani insanlar o zaman dini ibadetlerini yapmasınlar mı?" diye sordu.
İncikli, İsveç ve Norveç’te olduğu gibi devletin camilere doğrudan ekonomik destek verebileceğini ya da Danimarka’da Hristiyanlardan kesilen "kilise vergisi" gibi "cami vergisi" de çıkarılabileceğini kaydetti.
İsveç ve Norveç modelini öneren İncikli, şöyle devam etti:
"O olmazsa mutlaka kilise vergisi gibi cami vergisinin hemen yürürlüğe girmesi için kendilerinden rica ediyoruz. Gerekli çalışmalar neyse onu da başlatmak mecburiyetindeyiz. Danimarka Müslümanlar Birliği ve Danimarka İslam Toplumu olarak, onun üzerinde bir çalışma yapacağız, yani nasıl şu anda kilise vergisi varsa, kiliselere devlet o kesilen vergilerden yardım yapıyorsa, bizlere de ‘cami vergisi’ denilsin veya ‘inanç toplumu vergisi’ denilsin, bizlerden vergileri kessinler, yani camiyi kullanan insanlardan. İsteyene gönüllü tabii, cami vergisini kessinler ve o devlette biriken paradan da devlet oraya camilere üye başına meblağları, paraları versin ki bu insanlar ibadetlerini özgürce yapsın."
İncikli, kabul edilen yasanın, kayıtsız camilere yol açacağını ve bununda topluma entegre olması gereken insanların ve gençlerin uç noktalara gitmesine vesile olabileceğini vurguladı.
- "Faaliyetlerimizi yasaklamak istiyorlar"
Danimarka Türk Diyanet Vakfı da konuya ilişkin yaptığı açıklamada, çıkarılan yasaya tepki gösterdi.
Açıklamada, son 5 yılda Danimarka’da azınlıklara ve göçmenlere yönelik çıkarılan 100’ün üzerindeki yasanın tamamına yakınının kısıtlamaya yönelik olduğu vurgulandı.
Göçmen ve yabancılarla ilgili politikalara tamamen ötekileştirici ve yasakçı zihniyetin hakim olmasının endişe verici olduğu aktarılan açıklamada, "Yasaklı din görevlisi listesi, yasaklı bağışçı listesi, burka/peçe yasağı, vatandaşlık için tokalaşma zorunluluğu, getto yasası ve Danimarka Türk Diyanet Vakfının faaliyetlerinin yasaklanmak istenmesi gibi birçok yasa ve tasarı, Danimarka’da yasakçı anlayışın tırmanışta olduğunun açık kanıtıdır." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, Danimarka’da aşırı sağcı politikaların yaygınlaşması sonucu azınlıklara, özellikle Müslümanlara karşı Kur’an yakma, sokakta taciz ve saldırı gibi İslamofobik eylemler ile medyada ırkçı söylemlerde artışın olduğu kaydedildi.
Gelişmelerin üzüntüyle takip edildiği belirtilen açıklamada, "Demokrasi, özgürlük ve insan hakları gibi Danimarka’nın kurucu değerlerine aykırı olduğu aşikâr olan eylem ve söylemlerden politikacıların vazgeçmeleri ümidini korumaya da devam ediyoruz." değerlendirmesi yer aldı.
- Yasa
Parlamentoda 9 Mart’ta oylanarak kabul edilen yasaya göre, Göç Bakanlığı, Danimarka demokratik değerlerine zarar verdiği değerlendirilen yurt dışındaki tüzel kişi, gerçek kişi, kuruluş ve devlet kurumlarını "yasak listesine" alacak.
Göç Bakanlığının yasak listesinde yer alanlar, ülkedeki herhangi bir STK ya da inanç grubuna, tek seferde ya da 1 yıl içinde en fazla 10 bin kron (12 bin 198 lira) bağış yapabilecek. STK ile camilerin de içinde bulunduğu inanç grupları, listede yer alanlardan Bakanlığın belirlediği meblağdan daha yüksek bağış ya da destek alması halinde parayı iade edecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.