Bu olay fitne sebebi olmayacak

Haber: Referans Medya

Adana Seyhan'da 27 Nisan günü Suriyeli gencin polis tarafından vurularak öldürülmesine yönelik tepkiler sürüyor. Polis kontrol noktasından kaçtığı için vurulan 19 yaşında ki Ali Hamdan'ın cenazesi toprağa verildi. Ailesine destek amacı ile bir atölyede çalıştığı aktarılan Ali Hamdan'ı öldüren polis memuru kasten adam öldürme suçlaması ile tutuklandı. Öldürülen gencin ailesinin aslen Halepli olduğu ve Esed, İran, Rus bombardımanından kaçarak Türkiye'ye sığındığı ortaya çıktı.

Soylu'dan başsağlığı telefonu

Koronavirüs tedbirleri kapsamında sokağa çıkması yasak olan ancak çalışmak zorunda olduğu iş yerine giden Ali Hamdan'ın polis tarafından kontrol noktasından kaçtığı için öldürülmesi toplumun tüm kesimlerinden büyük tepki gördü. Adana'da yaşayan acılı babayı arayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu üzüntüsünü belirtti ve aileye başsağlığı diledi. İçişleri Bakanı ayrıca bu konu ile ilgilendiklerini ve tahkikatin devam ettiğini söyledi. İçişleri Bakanı'nın taziyesi Göç İdaresi Genel Müdürlüğü resmi twiter adresinden Arapça ve Türkçe olarak ta paylaşıldı. Anadolu Ajansı'da Adana Valisi Mahmut Demirtaş, İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş ve İl Göç Müdür Vekili Velican Doğru aileyi ziyaret ettiği bilgisini haberleştirdi.

Fitne sebebi olmayacak

Öldürülen gencin babası Adnan Hamdan el Asani, acılarının çok büyük olduğunu ancak bu olayın Türkiye ve Suriyeliler arasında fitneye sebep olmasına izin vermeyeceklerini söyledi. Adnan El Asani ayrıca, 'Türkiye'den allah razı olsun. En zor zamanımızda bize kucak açtı. Biz kardeşiz ve kardeşliğimizi kimse bozamaz' ifadelerini kullandı.

Bilerek öldürmedim

Adana'da yaşanan elim hadisenin sanığı durumunda ki polis memuru F.K savcılık ifadesin de 'olayın kaza sonucu meydana geldiğini' söyledi ve 'bilerek öldürmedim' dedi.

İşte polis memuru F.K'nin savcılık ifadesi:

"Saat 12.00 civarında ölen şahsı, yanında başka bir şahısla bize doğru gelirken gördüm. Şahıslar biraz tedirgin davrandılar. Ben şahısların yanına gittim. Ölen çocuğun yanındaki şahsı aldım. Ölen çocuk kaçmaya başladı. Diğer şahsı arkadaşlarıma teslim edip, kaçan çocuğun arkasından koşmaya başladım. Hatta arkadan da polis memuru arkadaşım İ.K. koşuyordu. Ben çocuğu durması için birçok kez uyardım. Çocuk, ara sokaklara girince belimden silahımı çıkarıp, mermiyi namluya sürdüm ve arkasından koşuyordum. Dediğim gibi ara sokaklara girdiğim için ve sokaklar sıkıntılı şahısların oturduğu yerler olduğu için, biraz da kendimi güvende hissetmek için elime silahı almıştım. Ben şahsın bana doğru döndüğünü görmedim. O an birde lastik patlama sesine benzer ses işittim.

Diğer şahıslar da ve ölen çocuk da benim silah sıktığımı düşünerek, dönmüş olabilir. Ben de o an panikledim. Koşarken elimde eldiven bulunduğundan ve çok sendeleyip yorulduğumdan o sırada yere düştüm. Yere düşerken de silah ateş aldı. Ben kesinlikle silahı şahsa doğrultmadım. Sadece şahsı yakalamaya çalıştım.

Silahın ateş almasının ardından çocuk yere düştü. Ben hemen yanına gittim. Vurulduğunu görünce telsizden ve cep telefonundan 112'yi aradım. Ölen şahsı tanımıyorum. Şüpheli bir şahıs olabileceğini düşünerek, müdahale etmek istedim. Kesinlikle vurmak amacım yoktu. Dediğim gibi hem kendimi güvene almak hem de şahsı korkutup, durdurmak amacıyla silahımı çıkardım. Aslında havaya ateş edecektim. Böyle bir olayın yaşanmasını istemezdim. 26 yıllık meslek hayatımda ilk defa böyle bir olay başıma geldi."