İnsan hakları savunucularının verilerine göre yüze yakın Kırımlı, siyasi nedenlerden ötürü Rusya veya işgal edilen Kırım’daki hapishanelerde alıkonuluyor. Söz konusu siyasi tutsakların büyük bir çoğunluğu Kırım Tatarı.
İlk görüşte, sadece tutsak listelerinde belirtilen bir isim olarak algılansalar da, siyasi tutsakların her birinin ayrı birer hikayesi var. Kırım Haber Ajansı (QHA), siyasi tutsakların ailelerinin durumunu ve yaşantısını anlatan yazı dizisine devam ediyor
KIRIM TATAR SİYASİ TUTSAK AYDER SALEDİNOV
Kremlin esiri Ayder Saledinov, Akmescit bölgesinin Mamak (Stroganovka) köyünde ikamet ediyordu. Evli ve 4 çocuk babası. İşgalcilerce alıkonulmadan önce ticaretle uğraşıyordu. Ekim 2016’da Saledinov ve 4 Kırım Tatarı daha Rusya’da terör örgütü kabul edilen Hizb-ut Tahrir’in faaliyetlerine katılmakla suçlanarak Rus işgalci güçler tarafından yasa dışı şekilde alıkonuldu (Birinci Akmescit Grubu). 18 Haziran 2019 tarihinde Rusya’nın Kuzey Kafkasya Askeri Mahkemesi, Ayder Saledinov ve Birinci Akmescit Grubu’ndan Emil Cemadenov’u 12 yıl hapis cezasına çarptırmıştı. Aynı düzmece dava çerçevesinde Teymur Abdullayev’e 17 yıl, Rüstem İsmailov’a 14 yıl, Üzeir Abdullayev‘e de 13 yıl hapis cezası verilmişti. Aralık 2019’da Rusya Yüksek Mahkemesi beş Kırım Tatarına verilen hapis cezalarının sürelerini altışar ay kısaltmıştı. Rus mahkemesi, Saledinov’u güya Rusya Ceza Kanununun 205.5. maddesinin 2 fıkrası uyarınca “terör örgütünün faaliyetlerine katılmakla” suçlu buldu.
Siyasi tutsağın eşi Güzel Süleyman-Zade, Saledinov ailesinde işgalci güçler tarafından gerçekleştirilen arama, kocasının Rus hapishanesindeki hücrede insanlık dışı koşullar altında 30 gün tutulması ve babalarından ayrı düşen çocuklarının durumunu QHA’ya anlattı.
EŞİ, AYDER SALEDİNOV’UN ALIKONULMASINDAN BU YANA YAŞANAN SÜRECİ ANLATTI
Ayder’le 11 yıldır evliyiz, dört çocuğumuz var. Allah korkusu olan, dini vecibelerini yerine getiren ve çocuklarıyla zaman geçirmeyi seven örnek bir aile babasıdır. Ayder, yüksek adalet duygusuna sahip, merhametli ve yardımsever bir kişidir. Kocam okumayı çok seviyordu, şimdi de Arapça öğrenmeye çalışıyor…Aynı zamanda İngilizce öğrenmek istiyordu. Alıkonulmadan önce ticaretle uğraşıyordu, arkadaşıyla ev inşa edip satıyorlardı.
SALEDİNOV AİLESİNDE İŞGALCİLERİN DÜZENLEDİĞİ BASKIN GÜNÜ YAŞANANLAR
Baskın, ömrümüzün sonuna kadar unutamayacağımız çok kötü hatıralar ve izler bıraktı. Özellikle çocukları çok kötü etkiledi, aramadan sonra onlar odada yalnız kalmaya korkuyorlardı. Evimizdeki arama, 12 Ekim günü saat 6 sıralarında başladı. Kapıya şiddetli şekilde vurulma sesiyle uyandık. O zaman 10 aylık olan küçük kızımız ağlamaya başlayınca onu kollarıma aldım.
Güvenlik güçleri kapıyı kırarak eve girdi. O an uyanan çocuklarımızdan birinin başının ucunda silahlı bir görevli duruyordu, oğlumuz ağlamaya başladı. Çocuklar çok korktu. Silahı gören oğlum sürekli “Babamı kurşuna mı dizecekler?” diye soruyordu.
Ayder’in kollarını arkaya bükerek başka odaya götürdüler. Eve çok sayıda silahlı insan girdi. Eşimin babası, o insanları durdurmaya çalıştı ve onlara neden böyle davrandıklarını sordu. Soruşturma görevlisi, buna tehditle cevap vererek, eğer çok soru sorulacak olursa aramanın aile fertleri olmadan yapılacağını, onları bir odaya kapatacağını söyledi. Bizimle Ayder’in anne tarafından ninesi de oturuyor. Şimdi o 90 yaşın üzerinde. Çok ağladı, neden bu kadar silahlı kişinin evimize girdiğine bir anlam veremedi.
İŞGAL GÜÇLERİ, EVE DÜZMECE DELİLLER BIRAKTI!
İşgalci kolluk görevlileri, cep telefonlarımıza, tablet bilgisayarlarımıza el koydu. O anda avukat, söz konusu bile değildi. Kayınbabamın, komşuları tanık olarak çağırma önerisini reddettiler zaten kendi tanıklarını getirmişlerdi.
Arama sırasında çocuk kitapları da dahil olmak üzere kitaplarımıza el koydular. Ayder’in babası; ben ve çocuklarımın bir odaya götürülüp oradan çıkmamıza izin verilmediği sırada, görevlilerin, güya salonda televizyon sehpasında buldukları iki dergiyi getirdiğini anlattı.
Oysa böyle bir şey kesinlikle olamazdı…O odaya yeni girmiştim ve orada herhangi bir dergi yoktu. Bu dergiler yeniydi ve onları bizim evimize gizlice görevliler bıraktı. Ama bizim söylediklerimizi kimse dinlemedi bile.
KIRIM TATAR SİYASİ TUTSAĞA 12 YIL HAPİS CEZASI KARARI!
Ertesi gün “mahkeme” başladı. Çok uzun sürdü. Kollarımda küçük kızım sürekli ağlıyordu ve bizi “mahkeme” salonundan kovdular. O günden itibaren her sözde duruşmaya katıldık.
18 Temmuz 2018 tarihinde mahkeme eşim hakkındaki kararı açıkladı: 12 yıl hapis cezası. Daha sonra temyiz mahkemesi bu süreyi 6 ay kısalttı.
Ayder, şimdi Salavat (Başkurdistan) şehrindeki 2 No’lu cezaevinde tutuluyor. Maalesef o cezaevine henüz gidemedik. Akmescit Grubu’ndakiler Rostov-na-Donu’daki tutukevinden cezaevine sevk edildikten sonra, hiçbirinin eşi kocalarını ziyaret edemedi. Ayder’i son kez Ocak 2020’de gördüm. O zaman eşim, hala Rostov-na-Donu’daki 5 No’lu tutukevindeydi ve sevk edilmeyi bekliyordu.
Koronavirüs salgını nedeniyle ertelenen görüşmemize izin vermelerini ümit ediyoruz çünkü 4 ayda bir uzun süreli görüşe izin verilmeli.
Karantinadan önce Ayder’i cezaevinde avukat ziyaret etti. Eşim avukata, cezaevine getirildikten birkaç gün sonra güya doğru şekilde yatağını toplamadığı bahanesiyle kendisine hücre cezası verildiğini anlatmış. Hücre, duvara kilitlenen yatağın bulunduğu rutubetli bir oda. Yani, sabah 5’ten akşam 9’a kadar kişi o yatağa ne yatabiliyor ne de oturabiliyor, 19 saat boyunca ayakta kalmak zorunda. Yanında yemek ya da eşya bulunduramıyor, cezaevi yemeği var. Ayder, zaman zaman şiddetlenen kronik bademcik enfeksiyonu rahatsızlığına rağmen orada 30 gün tutuldu. Daha alıkonulmadan önce Ayder’in böbrek rahatsızlığı vardı. Rostov’da tutulduğunda şiddetli sırt ağrılarına şikayet ediyordu. Ama tabii kimse teşhis koymadı, egzersiz yapmasını önerdiler. Tutukevindeyken de bu ağrılarla onu hücreye attılar. Belki de bu böbrek ağrısıydı.
ÇOCUKLAR SÜREKLİ BABALARINI SORUYOR
Babalarının nerede olduğunu bilen çocuklarımız, onu kimin ve neden alıkoyduğunu soruyorlar sürekli. Onlara adaletsizlik olduğunu anlatıyorum. Babalarıyla gurur duyuyorlar, onu ziyaret etmek istiyorlar, planlar kuruyorlar. Babaları dönünce at satın alacağını ve beraber gezmeye gideceklerini söylüyorlar. Onu çok bekliyorlar…
“Kırım Çocukluğu” inisiyatif grubu çocuklarımızın günlerini renklendirmeye çalışıyorlar. Genel olarak halkımızın büyük desteğini hissediyoruz. Daha arama yapılırken aktivistler ve olaya kayıtsız kalmayan herkes evimize gelip bize destek verdiler. Bu destek, paha biçilemez, çok değerli. Birçok insan halkımızın birliğine hayran kalıyor. Siyasi tutsakların eşleri, anneleri, çocuklarıyla görüşmeler yapıyoruz. Bizim çocuklarımızı sevindirdikleri gibi Cenab-ı Hakk da onları ödüllendirsin. Allah hepimizin yardımcısı olsun. Yakınlarımızın en kısa zamanda serbest bırakılarak aileleri ve çocuklarına kavuşmasını ümit ediyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.