Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu sanıklardan bazıları bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı, diğer sanıklar ve taraf avukatları salonda hazır bulundu.
Sanıklardan Ali Ürküt, salgın nedeniyle avukatlarıyla görüşemediğini belirterek, savunma için ek süre istedi. Alp Altınörs de hakkındaki dava dosyasının eklerini henüz inceleyemediğini, savunmasını ek klasörleri inceledikten sonra yapacağını bildirdi ve savunma için süre talebinde bulundu.
Sanıklardan Can Memiş, tutuklu yargılandığını, fakat iddianamede aleyhinde herhangi bir delil bulunmadığını öne sürdü. Sanık lehine değerlendirilmesi gereken bir iddianameyle karşı karşıya bulunduğu ifade eden Memiş, "Ben terör örgütü yöneticileriyle aynı suçlardan yargılanıyorum. Hakkımdaki tanık beyanlarından aylar sonra gözaltına alınıyorum. Bu kadar ağır suçlamaları olan bir insan 9,5 ay dışarıda bırakılmaz, anında gözaltına alınır. Bu 9,5 ayda ne oldu ki ben bir sabah evimden göz altına alındım? Bu süre bile iddianamenin dayanaksız olduğunu gösteriyor." dedi.
Bir siyasi partinin çalışmalarında yer almanın, böyle ağır bir suçlamanın gerekçesi olamayacağını dile getiren Memiş, sağlık sorunlarının da bulunduğunu belirterek, tahliye ve beraat istedi.
Memiş, iddianamede, 6 Ekim 2014'teki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından HDP'nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımlardan sonra farklı illerde olayların başladığının anlatıldığını, fakat kendisinin söz konusu toplantıya katılmadığını söyledi.
Sanıklardan Berfin Özgü Köse, üzerine atılı suçları kabul etmedi, iddianamede hakkında bir delil bulunmadığını savundu.
Geçmişte MYK üyesi olduğunu, şu anda HDP içinde aktif bir görevinin bulunmadığını, fakat üyeliğinin devam ettiğini belirten Köse, HDP'de siyaset yapma nedenlerini anlattı.
HDP'nin toplumsal barış için mücadele yürüten bir parti olduğunu söyleyen Köse, partisinin MYK toplantılarına üyeler dışında başka kişilerin de katılarak talimatlar verdiği, 6 Ekim 2014'teki toplantının ardından HDP'nin sosyal medya hesabındaki paylaşımların da bu talimatlar doğrultusunda yapıldığı suçlamasını kabul etmedi.
Köse, katıldığı MYK toplantılarında üyeler dışında kimseyi görmediğini, toplantılarda şiddet içerikli bir konuşma olmadığı gibi bu yönde bir karar da alınmadığını savundu.
HDP'nin 6 Ekim 2014'teki MYK toplantısına katılmadığını öne süren Köse, iddianamede kimlik bilgileri dışında hakkında başka bir bilgi bulunmadığını belirterek beraat istedi.
"Bu toplantıya katıldığımı hatırlamıyorum"
Sanıklardan Cihan Erdal da akademisyen olduğunu, neden burada bulunduğunu bilmediğini söyledi. İddianamede hakkında somut bir delil olmadığını savunan Erdal, "Yaşanan elem verici olaylara hangi eylemim ve açıklamamla tesir ettiğime dair tek bir kelime iddianamede yok. Kuşkuya yer bırakmayan tek husus, dönemin MYK üyesi olduğum. İddianamenin odağında 6 Ekim'deki MYK toplantının ardından atılan tweetler var. Ben bu toplantıya katıldığımı da hatırlamıyorum." diye konuştu.
Hem HDP hem de öncesinde Yeşiller ve Sol Gelecek Partisinde hiyerarşi ve şiddet karşıtı tutum takındığını ifade eden Erdal, MYK toplantısına dışarıdan katılan kişilerin kendilerine talimatlar verdiği suçlamasını kabul etmedi, talimat kelimesinin imasını dahi kendine hakaret olarak gördüğünü söyledi.
Erdal'ın çapraz sorgusu sırasında Mahkeme Başkanı Bahtiyar Çolak, heyete "Yargılanacaksınız." diyen sanık avukatlarına "Yargılayabilirsiniz. FETÖ'cüler sırada, önce onlar yargılasın, sonra siz yargılarsınız." karşılığını verdi.
Beyanların ardından ara karar açıklayan mahkeme, sanıklar Ayhan Bilgen, Berfin Özgü Köse ve Can Memiş'in savunmalarının alınmış olması, sanık Cihan Erdal'ın savunmasının alınmış olması ve suç vasfının değişme ihtimalinin bulunması gerekçesiyle adli kontrol şartıyla tahliyelerine hükmetti.
Davaya yarın devam edilecek.
İddianameden
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçlarını Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianameye göre, Ekim 2014'te HDP yönetimi ile PKK, sokağa çıkma çağrısında bulundu.
Yapılan çağrılarla aralarında İstanbul, Ankara, Bursa ve Diyarbakır'ın da olduğu 35 il ve 96 ilçede yasa dışı gösteriler başlatıldı, kolluk güçlerinin yanı sıra siviller de hedef alındı.
Olaylarda 37 kişi hayatını kaybetti, 761 kişi yaralandı, 197 okul yakıldı, 269 kamu binası tahrip edildi, 1731 ev ve iş yeri yağmalandı, 1230 araç kullanılamaz hale getirildi.
Aralarında eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile PKK'nın üst düzey yöneticilerinin de olduğu 75'i firari 108 sanığın ülke genelindeki bütün eylemlerden sorumlu tutulduğu iddianamede, sanıkların tamamının 38'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve süreli hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.