Irak’ta Saddam Hüseyin yönetimi 30 yıl önce 107 Türkmeni vahşice katletti. Kerkük’e bağlı Altınköprü ilçesinde yaşanan katliamın canlı şahitleri gazetemize konuştu... Şahitlerden Ömer Köprülü kanlı olayı ‘’tarihî bir soykırım yaşadık, Türkmeneli kan deryasına çevrildi derken üç kardeşini Baas vahşetine kurban veren Esin Mithat ise “O gün elimizden canlarımızı, hayatlarımızı çaldılar, hepsi oruçluydu ve o hâlde kurşuna dizildiler” diye konuştu.
SADDAM ÖFKESİNİ TÜRKMENLERDEN ALDI
Altınköprü’de yaşanan tarihî vahşete tanıklık eden Ömer Köprülü olayların başlangıç ve seyrini şu sözlerle anlattı: Saddam Hüseyin’in 2 Ağustos 1990 yılında Kuveyt’i ilhak etmesi ve yaşanan gerginliğin ardından ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri Irak’ı bombaladı. ABD tüm iletişim ağlarını imha etti. Baas ordusu idareyi kaybetti ve tüm ülkede merkezî otorite kayboldu. Basra’da 1 Mart 1991 tarihinde başlayan sokak gösterileri yağma faaliyetine döndü. Irak’ın kuzeyinde başta Süleymaniye olmak üzere Kürt bölgeleri ayaklandı ve devlet dairelerini, Saddam yanlısı gördüğü kişilerin ev ve işyerlerini yağmaladılar. Bu süreçte tek bir Türkmen dahi sokağa inmedi. Elimizde bir tek çakı bile yoktu. Ancak Saddam 3 Mart’ta ABD ile El Safva anlaşması yaptı. Ardından ilk işi Kerkük ve Altınköprü’nün de aralarında yer aldığı Türkmen şehirlerini kuşattı. Havadan ve karadan günlerce bombaladı. Baas ordusu 27 Mart gecesi Altınköprü’ye girdi ve görülmemiş bir intikam hırsıyla kimi yakaladılarsa alıp götürdüler. Saddam Hüseyin öfkesini Türkmenlerden aldı.
9 YAŞINDAKİ YEĞENİME KIYDILAR
Olayların meydana geldiği günlerde Altınköprü’de yaşayan birçok kişi, ordunun şehre gireceğini söyleyip köylere ya da farklı bölgelere göçtü. Biz de Kerkük’e gittik. Ancak bize gelen Kürt göstericiler evlerinizi yağmalıyor haber üzerine abim ve iki oğlunu da yanına alarak tekrar Altınköprü’de evimize döndü. 28 Mart sabahı köye giren askerler onu ve 2 yeğenimi de alıp götürdüler. Yeğenlerimden Atilla henüz 9, Turan ise 11 yaşında idi. Baas askerleri üçünü birlikte acımasızca kurşuna dizdiler.
NÜFUS VE TAPU KAYITLARI ÇALINDI
Saddam otoritesinin zayıfladığı o dönem yaşanan gösterilerde binlerce kişinin ev ve iş yerlerinin Kürt protestocular tarafından yağmalandığını kaydeden Köprülü, “Kerkük ve diğer Türkmen bölgeleri ile ilgili tapu ve nüfus kayıtlarının da aynı dönem çalındığını anlattı. Köprülü, Erbil ve Süleymaniye’den getirilen onlarca tır bu evrakları alıp kaçırdı. Sadece Kerkük’te o dönem 6 bin Türkmenin aracı göstericiler tarafından çalınıp götürüldü’’ diye konuştu. Ömer Köprülü ayrıca Altınköprü katliamının uluslararası toplum tarafından görmezden gelindiğine vurgu yaptı.
SABAH 6’DA EVİMİZ BASILDI
Katliamın yaşandığı dönem 24 yaşında olan Esin Mithat İzzet ise gazetemize, yaşadığı dramı şu sözlerle ifade etti: Altınköprü’de bir anda savaş uçaklarını gördük. Sonra bombardımana başladılar. Ardından da tank ve toplarla şehir daha yoğun vuruldu. Evlerimize salandık. Askerler gelecek söylentisi çıktığında birçok kişi Altınköprü’den çıkmıştı ancak biz gitmedik. Askerde olan ve bir gece önce eve dönen 30 yaşındaki abim Amir ‘korkmayın, ben halen askerim, bize dokunmazlar’ dedi. Ancak sabah 6’da evi basan Saddam’ın askerleri üzerlerinde pijamaları ve yalın ayak hâlde onları araçlara bindirip götürdü.
SAHURA KALKIP ORUCA NİYET ETTİLER
Ramazan ayının 12. günüydü. Hepimiz sahura kalktık ve oruca niyet ettik. Abim ‘kimliğini ve askeri evraklarını hazırlayıp gelirlerse gösteririm’ dedi. Ancak evi basan askerler hiçbir şeye bakmadı, hiçbir sözü dinlemedi. Abim ve kardeşlerim İsam ve Hani yaka paça sürüklenerek evden alındı. Amca çocuklarımız Hişam ve Melik’te Kuveyt savaşına bilfiil iştirak etmişler ve izne gelmişlerdi. Onları da 70 yaşındaki babaları ile birlikte arabalara bindirdiler.
HER EVE ATEŞ DÜŞTÜ
Hepimiz feryat figan ediyorduk. Her eve ateş düşmüştü. Bizim mahallenin ismi Hay Saddam (Saddam Mahallesi) idi. Doktor Nasıh isimli bir komşumuz vardı. İki oğlunu içeriden çıkarıp kapıda öldürdüler. Doktorun hanımı bu olay üzerine aklını yitirdi ve bir daha normale dönemedi hiç. Yine götürülenler arasında gözleri görmeyen Haşim Tevfik isimli iki kardeş de vardı. Hiçbiri geri dönmedi. Geride 6-7 yetim bırakan şehitler oldu. Anlatılması çok güç şeyler yaşadık.
NAAŞLARI 23 GÜN SONRA BULDUK
Ramazan’ın içerisinde elimizden alınan yiğitlerimizden tam 23 gün haber alamadık. Tüm Türkmenleri Dibis kasabasına götürüp sorgusuz, sualsiz kurşunladılar. Hepsini bir kuyuya atmışlar. O bölgeye günlerce kimseyi yaklaştırmadılar. Kuyunun üzerini de sulamışlar belli olmasın diye. Askerler yedi gün Altınköprü’de kaldılar ve her evi yağmaladılar. Para ve kıymetli ne varsa çaldılar. Aynı zamanda götürülenleri aramaya kalkarsanız sizi de öldürürüz diye herkesi tehdit ettiler. Bayramın birinci günü onları bulduk. Bayramımız kabusa döndü ve bir daha hiçbir bayram bize bayram olmadı.
ELLERİ VE GÖZLERİ BAĞLIYDI
Şehitlerimize ulaştığımızda elleri ve gözleri bağlı bulduk hepsini. Taziye yapamadık, evlerimiz sürekli gözetim altındaydı. Aylarca elektriğimiz ve suyumuz kesildi. Daha birkaç gün önce 8-10 bin insanın yaşadığı Altınköprü’de erkek kalmamıştı. En az 250 çocuk yetim kaldı. Her şeyi kadınlar yapıyordu.
KATLİAM EMRİNİ ALİ KİMYEVİ VERDİ
Altınköprü katliamının emri Saddam Hüseyin’in kuzeni ve Halepçe katliamının da sorumlusu olan "Kimyasal Ali" lakaplı, Ali Hasan El Mecid tarafından verilmişti. Ancak Türkiye gazetesine konuşan Esin Mithat İzzet, şehirde Süfyan isimli bir subayın olayları yönettiğini söyledi. Altınköprü katliamının tanığı Esin İzzet’in verdiği bir diğer çarpıcı bilgi ise şehirden götürülenler arasında 3 Kürt isim de bulunuyordu. Ancak olaydan 2 gün sonra bu şahıslar evlerine geri gönderildiler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.